Herkes elindeki avantajı kullanıyor öyle değil mi? | Open Subtitles | أعنـي الجميع يستخدم كـل الميزات التي لديهم ، أليس كذلك ؟ |
22 yaşında, önünde kocaman bir dünya var hayattaki her türlü avantajı var hiç sahip olamadığım avantajlar bu tam olarak doğru değil. | Open Subtitles | كل الميزات التى لديه فالحياة والتي لم أحظى أنا بها حسناً, ذلك ليس صحيحاً تماماً لديه كل الميزات التي كانت لدي ويالها من ميزات تلك. |
Hızlarına ek olarak, profesör onlara birkaç inanılmaz özellik daha ekledi. | TED | بالأضافة لسرعتهم، قام البروفيسور بإضافة بعض الميزات الرائعة لهم |
Her iki özellik de bana çekici gelmez. | Open Subtitles | وكلاهما ليست من الميزات التي أحترمها احتراماً كبيراً |
Ya hayal ettiğimiz özellikler deveyi Sahra gibi yerlere tamamen uyumlu hâle getirerek aslında kışı atlatmasına yardımcı olmak için evrim geçirtiyorsa? | TED | ما إذا كانت الميزات التي نتصورها تجعل الجمل يتكيف في أماكن مثل الصحراء، تطورت في الواقع لمساعدته على مواجهة الشتاء؟ |
Ve bu özellikler bizim ve onların başarılı olmasını sağladı. | Open Subtitles | وقد ساهمت هذه الميزات في نجاحهم ونجاحنا. |
Tüm bu güvenlik özellikleri, bu parayı imal etmenin çok zor olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | حسنا,بسبب جميع الميزات الأمنيه الجديده تم اثبات انها عمله صعبه للغايه ليتم انتاجها |
Çimleri tutmanın belli bazı avantajları da olabilir ve bence bunu yapmak için cesaretlendiriliyoruz. | TED | وأعتقد أن هناك ربما بعض الميزات لحفظ المروج في نطاق محدود ، وأعتقد أننا شجعنا للقيام بذلك. |
Bu taktiksel avantajı alacağım. | Open Subtitles | سأستولى عـلى الميزات التكتيكـية |
Ve eğer yapmak istersek, biliyorsun bununda pek çok avantajı var. | Open Subtitles | وأنرُزِقنابأطفال, حينها, تعلمين... -ثمة الكثير من الميزات |
Merakı hayranlık veren bir özellik olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أجد الفضول أكثر الميزات جدارة بالإعجاب |
Ayrıca, birkaç ekstra özellik daha var. - Ne gibi? | Open Subtitles | علاوة على بعض الميزات الإضافية |
Ve bu özellikler onların ve bizim başarımıza katkıda bulunmuştur. | Open Subtitles | وقد ساهمت هذه الميزات في نجاحهم ونجاحنا. |
Yıldızların tayfındaki en belirgin özellikler ağır elementlerin varlığını gösteriyordu. | Open Subtitles | الميزات الأبرز في أطياف النجوم أظهرت وجود عناصر ثقيلة |
Diğer bir deyişle, içimizden dışarı olarak haberleştiğimiz zaman, evet, insanlar özellikler ve yararlar ve hakikatlar ve hesaplamalar gibi muazzam miktarda karmaşık bilgileri anlayabilirler. | TED | بمعنى آخر،عندما نتواصل من الخارج إلى الداخل، نعم، يستطيع الناس فهم كميات كبيرة من المعلومات المعقدة مثل الميزات والحقائق والأرقام. |
O halde eğer bu ekstra boyutların şeklini bilebileseydik, bu özellikleri hesaplamamız mümkün olacaktı, karanlık enerjinin miktarını hesaplayabilecektik. | TED | لذا لو علمنا شكل الابعاد الاضافية سوف نتمكن من حساب هذه الميزات حساب كمية الطاقة المظلمة |
Bu yüzden de bazı özellikleri tamamen fiyatlar belirliyor. | TED | إذًا، هذا هو سبب كون بعض الميزات مدفوعة. |
Yeterlilik bir aracın üzerinde işlem yapabileceğimiz özellikleri. | TED | والإتاحة يشير إلى الميزات التي يملكها العنصر والتي تسمح للشخص بالعمل عليه |
Eğer bu plak satarsa elde edeceğiniz avantajları hayal... bile edemezsiniz Ünlü olacaksınız Bay Dokuzyüz. | Open Subtitles | أنك لا تتخيل الميزات التى ستجنيها لو أن هذه الاسطوانة حققت مبيعات ضخمة .. ستصبح مشهوراً يا سيد 19 |