"الميول" - ترجمة من عربي إلى تركي

• eğilimleri
• eğilimler
• eğilim
• eğilimi
• meyilli
• yönelimleri

Böylece bu örnekler eğilimleri ve yönelimleri üretir.
وتلك الأنماط ينتج عنها تلك الميول والاتجاهات.

Hane gelirleri, barınma masrafları, satın alma eğilimleri.
دخل الأسرة , وتكاليف السكن , شراء الميول.

Senin için endişeleniyorum. Bu saplantılı, paranoyak eğilimler...
أنا قلق عليك من هذه الميول المهووسة والمرتابه

Tatlı sözlerle kandırılmasının, bastırılmasının veya bazen aklın rehberliğinde olduğu izlenimini yaratan başka fiziksel eğilimler yoluyla çökertilmesinin bu denli kolay oluşu endişe vericidir.
السهولة التي يتملق بها ويربك أو يفسد بسبب الميول الأخرى في بعض الأحيان تفقد حتى صوت المنطق

Ay şekillerinin suça eğilim veya vurdumduymazlıkla bağlantılı olduğuna dair istatiksel bir kanıt kesinlikle yoktur.
درجة إكتمال القمر و زيادة المجانين .. و الطائشين , و ذوات الميول الأجرامية.

Sonunda saldırganlık eğilimi yüzünden onu Bay Sivri'yle tanıştırmam yerekti.
قبل أن تظهر عليه الميول العدوانية و يجبرنى على قتله

Genetik meyilli bu üç kanser de yenildi.
الميول الجينية لتلك الثلاث أنواع من السرطان تم القضاء عليها

Ben bilgide davranış eğilimleri bulur ve suç alışkanlıklarını bulmaya çalışırım.
أنا عملي أن أجد الميول السلوكية في البيانات وأحدد من خلالها الأنماط الإجرامية

Gizlese de bastırılmış homoseksüel eğilimleri var aynı şekilde şiddetle son buluyor.
ولو أنّ يخفيه حسنا، الكلمة هو يحصل عليه... مكبوت جدا الميول الشاذّة جنسيا... يؤدّي إلى غير متوقّع أيضا إنفجارات العنف.

Ve aklında bulunsun bu şiddet eğilimleri asla tamamen kaybolmazlar.
وحاول التذكر .. تلك الميول العنيفة .. لن يذهبوا بعيدا أبدا ...

Ben bazı teistik eğilimleri olan LaVeyan satanistim.
مهلا, اعتقدت انك كنت تعبد شيطان ؟ (أنا شيطاني (لافياني *مسمى شيطاني* مع بعض الميول الأيمانية

Şiddet eğilimleri, bayılmalar.
الميول العنيفة , والاغماءات .

Başka bir değişle aile biriminin doğal aşınmasını sürekli olarak tehdit eden ortodoks olmayan eğilimler, organizmanın biyolojik desteğine daha fazla sahip olamayacaklar.
بكلمات اخرى فان الميول الغير ارثوذكسيه للحياة الفرديه والتي تهدد وبشكل خطير عملية التاكل الطبيعي لوحدة العائله لن يكون لها بعد الان الدعم الحيوي والعضوي

Bu eğilimler aynı zamanda gelenekler olanaklar, dillerdir...
rlm; وهذه الميول مقيدة أيضاً. rlm;

Çocukluktan beri şiddete eğilim empati eksikliği, manipülatör, megalomanlık.
الميول للعنف منذ الطفولة والإفتقار للتعاطف التحكيم الإنقيادي وجنون العَظمة

En temel içgüdülerimizi baştan çıkarmaya yönelik bir eğilim anlamına geliyor.
ولكنه يصف الميول التي نملكها جميعاً لنحرف حاجاتنا الأساسية

İnanılmaz güçlü devletin kudretli ve alçak güçleri bağımsızlık, bireysellik ve fırsat konseptlerine eğilimi kolektifleştiriyor.
بسبب قوى ذات نفوذ وشريرة للحكومة العاتية جدًا، التي تسحق الميول المشتركة للحرية والفردية والفرصة.

Aslında bir başkasının yüzünü görünce beynimiz ilk önce onu ırk bakımından. cinsiyeti ve cinsel eğilimi ile konumlandırıyor.
في الحقيقة، في اللحظة التي ترى فيها وجه شخص آخر، أولاً دماغك يعتبرهم كفئة فرعية للعرق، الجنس أو الميول الجنسية.

Ben o manyak, ne yapacağı belli olmaz intihara meyilli polisim.
أنا الشرطي المجنون المزاجي ذو الميول الإنتحارية.

Abraham'ın King's College'daki günlerinden asi olmaya meyilli birkaç genç adamla geçici bir bağlantısı var.
مع عدد قليل من الشُبان ذوي الميول التحريضية منذ أيامه في الكلية الملكية

Tıpkı heteroseksizmde olduğu gibi, eğer heteroseksüel bir insansanız ve bizzat kendiniz farklı cinsel yönelimleri olan insanlara karşı tacizci veya istismar edici davranışlar sergilemiyorsanız, ama bunu yapan diğer heteroseksüel insanların yüzlerine karşı bir şey de söylemiyorsanız o zaman bir yerde sizin sessiz kalmanız da bu tacize rıza göstermeniz ve suça ortak olmanızla eşanlamlı değil midir?
تماماً مثل الميول الجنسي ، إذا كنت شخص ذا ميول جنسي مختلف وأنت نفسك لا تقوم بسلوكيات مضايقة أو مسيئة تجاه الناس ذوي التوجهات الجنسية المتباينة، إذا لم تقل شيئاً في مواجهة ذوي الميول الجنسي المختلف الآخرين الذين يقومون بذلك، عندها، بطريقة ما، أليس صمتك نوع من الموافقة والتواطؤ؟