"المُحزن" - ترجمة من عربي إلى تركي

• üzücü
• yanı

Ne yazık. Seni de bu işe sürüklemesi biraz üzücü.
من المُحزن قليلاً أنها قامت بتوريطك في ذلك الأمر أيضاً

Kötü bir insanın elinde iyi bir kılıç görmek üzücü
. من المُحزن رؤية سيف جيد فى يد رجل شرير

Ama üzücü olan şu ki, öldüklerinde topladıkları bilgi de onlarla birlikte ölüyor.
المُحزن في الأمر هو، أنّها عندما تموت، تموت المعلومات معها.

Bu bağlantının yok olacak olması gerçekten çok üzücü.
إنَّه مِن المُحزن أن نعلم أنَّ ذلك على وشك الاندثار.

İşin acı yanı da muhtemelen haklıydı.
الأمر المُحزن أنّه مُحقّ على الأرجح.

Büyük babanın Tanrı vergisi güreş yeteneklerine güvenmek yerine hile yapmak zorunda olması çok üzücü.
إنه لمن المُحزن أن جدّنا مضطر للغشّ.. عوضاً عن إستخدام الموهبه التي وهبها الله له في المصارعه.

Kendi şeytani görsel ikizimin benden zeki olması ne kadar üzücü.
كم من المُحزن أن تكون قرينتي الشريرة أذكى منّي.

Biliyor musun, üzücü olan şey ondan hiçbir farkın olmaması.
أتعلم ، الشئ المُحزن هو أنك لست أفضل منه

Aslında yeniden evlenmemesi çok üzücü.
إنه لمن المُحزن حقاً أنه لم يتزوج مُجدداً

Onu bir daha canlı göremeyecek olmam çok üzücü.
من المُحزن جدًا أنني لن أتمكن من رؤيته حيًا مرة أخرى

üzücü tarafı ise, hepimiz tam olarak ne yaşadığını biliyoruz.
المُحزن هو أننا جميعاً نعرف تماماً ما يمر به.

Wong'u böyle görmek çok üzücü.
من المُحزن رُؤية وونج وهو بتلك الحالة

Seni bu koşullar altında görmek çok üzücü. Gelmene çok müteşekkirim.
من المُحزن أن أراكِ في ظل هذه الظروف.

Çoğunluğunuzun ne için savaştığımızı bilmemesi çok üzücü!
المُحزن في الأمر أنّنا لا نعرف لِمَ نقاتل حتّى!

Evet, story-- üzücü kısmı şeker onun Pomeranian oldu.
نعم، الجزء المُحزن في القصة...

Bunun üzücü yanı ne biliyor musunuz?
... أتعلم ماهو الجانب المُحزن

Bir adamın, işin içindeki kişilerin gerçek hislerini söylemeye korkmaları sebebiyle ölmek zorunda kalması üzücü.
-علاقتان غراميّتان، زواجٌ بلا حب ... من المُحزن أنّ رجلاً مات لأنّ كلّ الناس المتورّطين كانوا خائفين من قول ما شعروا به حقاً.

üzücü kısmı...
والجزء المُحزن هو...