Bölge savcısı sağlam kanıt veya itiraf olmadan bunları asla dikkate almaz. | Open Subtitles | المُدّعي العام لن يقبل به من دون أدلة دامغة أو إعترافات. |
İşi batırmayalım diye zaten Bölge savcısına gitmiştim. | Open Subtitles | لديّ المُدّعي العام بالفعل على رقبتي كي لا أخفق. |
Bize tam olarak neler olduğunu anlat bize de sana Bölge savcısıyla bir anlaşma ayarlayalım. | Open Subtitles | لمَ لا تُخبرنا ما حدث بالضبط، وسنجعل المُدّعي العام يعقد صفقة معك؟ |
Savcı ne zaman konuşmaya başlasa yüzlerinden onay veren bakışlar okunuyor. | Open Subtitles | يمكنكَ أنّ ترَ إستحسانهم ظاهراً على وجوههم بكل مرّة يتحدّث بها المُدّعي. |
O davacıyı Harvey Specter ikramı... - ...olarak sunman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | ألم يكن مُفترض بك أن تمنح ذلك المُدّعي مُعاملة (هارفي سبيكتور)؟ |
Davacı özür dileme olmadan anlaşmayı reddediyor. | Open Subtitles | المُدّعي يأبى التسوية دون أخذ الفضل |
Bölge Savcılığı'na gitmeden önce sana gelmem gerekirdi. | Open Subtitles | اسمعي، كان يجب أن آتي إليكِ قبل الذهاب لمكتب نائب المُدّعي العام. |
Bölge savcısının onu suçlayacak delili varmış ama savunma avukatı teknik olarak onu kurtarmış. | Open Subtitles | الآن، كان لدى المُدّعي العام أدلّة كافية لإدانته، لكنّ مُحاميه أخرجه لوجود خطأ تقنيّ. |
Cole Turner, Bölge Savcısı, durumdan haberdar ve yardım etmek istiyor ama eğer yalnızca ben onu dışarı çıkarırsam. | Open Subtitles | هذا كرت "كول تيرنر"، المُدّعي العام للمنطقة، وهو يعلم بالقضية و يرغب بالمساعدة فقط في حالة إبقائه بعيداً عن السجن |
Bu davaya atanan Bölge savcısı asistanıyım. | Open Subtitles | أنا المُدّعي العام المُساعد لهذه القضية |
Bölge Savcılığına göre bir bağlantı var. | Open Subtitles | هنالك صلة. وفقاً لمكتب المُدّعي العام، |
Bölge Savcısı mı? | Open Subtitles | المُدّعي العام للمنطقة؟ |
Bölge savcısı böyle düşünecektir Bay Wyler. | Open Subtitles | الإستمرار في الدفع لبقيّة حياتي؟ المُدّعي العام سيتأكّد من ذلك، سيّد (ويلر). |
Önce sen konuş Savcı birinci dereceden cinayet cezasını kaldırsın. | Open Subtitles | تحدّثي أوّلاً، وسيُبعد المُدّعي العام جريمة قتل من الدرجة الأولى من العقاب. |
Savcı 4 insanı öldürmesine dair bir pişmanlığı var mı diye soruyordu. | Open Subtitles | كان المُدّعي العام يسأله عمّا لو كان لديه أيّ ندم لقتل أولئك الأشخاص الأربعة. |
Savcı onu hırsızlık ve güvenlik ihlâlinden mahkemeye verecek. | Open Subtitles | المُدّعي العام سيتهمه بالسرقة والإحتيال الأمني. |
Ve beni gördüğü an ateş etmeye başlayacak. O davacıyı Harvey Specter ikramı... - ...olarak sunman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | ألم يكن مُفترض بك أن تمنح ذلك المُدّعي مُعاملة (هارفي سبيكتور)؟ |
O davacıyı Harvey Specter ikramı... - ...olarak sunman gerekmiyor muydu? - Evet. | Open Subtitles | ألم يكن مُفترض بك أن تمنح ذلك المُدّعي مُعاملة (هارفي سبيكتور)؟ |
Davacı özür dileme olmadan anlaşmayı reddediyor. | Open Subtitles | المُدّعي يأبى التسوية دون أخذ الفضل |
Davacı özür dileme olmadan anlaşmayı reddediyor. | Open Subtitles | المُدّعي يأبى التسوية دون أخذ الفضل |
Seul Cumhuriyet Savcılığından Başsavcı Yang Min Wo. | Open Subtitles | قسم التحقيقات في سيؤول، المُدّعي يانغ مين هوو. |