Ama torunumun da benim yaşadıklarımı yaşamasına izin veremem yardım edemeyeceğimden değil. | Open Subtitles | لكن أنا لن أدع حفيدتي تمر بما مررت به. ليس إذا تمكنت مِن المُساعده. |
Shana'yla iletişimimi biliyordu. yardım etmeyi teklif etti. | Open Subtitles | هو عَلِم بأنّنا على تواصُل، و لقد عرض المُساعده |
Ya annesini geri getirmeye yardım edebilirsem? | Open Subtitles | ماذا اِن تَمكنت مِنَ المُساعده لاستعادة روح اُمّها؟ |
Kim yardım edebilir, bulacaklar. | Open Subtitles | بأنهم سيكتشفون من القادر على المُساعده |
Bahsettiğim bu tarz bir yardım değil. | Open Subtitles | ليس هذا نوع المُساعده الذى أحتاجه |
İstenilince yardım et. | Open Subtitles | تقديمُ المُساعده عندما تُطلب منا |
Sana yardım bulacağız ahbap. | Open Subtitles | سوف نجلب لك المُساعده يا صاح |
- yardım istemiyorsun? | Open Subtitles | تطلُب المُساعده ؟ |
Gidip yardım çağırmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نطلب المُساعده هيّـــا |
Bir yardım etsen diyorum. | Open Subtitles | القليل مِن المُساعده هُنا |
Hayır! Gidip yardım bulmalıyız! | Open Subtitles | كلاّ، سنذهب لطلب المُساعده. |
Sadece yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | أُريد المُساعده فحسب |
- ...dövmeler yardım edebilir mi? - Umudumuz o yönde. | Open Subtitles | -هل يمكن للوشم المُساعده ؟ |