O Müslümanlar istedikleri cihada kavuşacaklar, kutsal savaşlarına. | Open Subtitles | لدى المُسلمين ما يُسمونهُ الجِهاد الحرب المُقدّسَة |
Sanırım Müslümanlar haber vermişler. | Open Subtitles | أظنُ أنَ المُسلمين قد اتصلوا بهِم |
Yahudiler ve Müslümanlar çatışmadan daha fazla birleşti, Watson. | Open Subtitles | اليهود و المُسلمين متّحدين بأكثر "من خصام يا "واتسون |
Aryanlar Müslümanlara saldırdı diye kapatmadayız. | Open Subtitles | نحنُ في إقفالٍ تام بسببِ هجومِ الآريين على المُسلمين |
Biz Müslümanlara göre, vücudun ihtiyaçları... yemek, içmek, seks gibi... bizi bağımlı hale getirir veya fiziksel arzularla zihnimizi meşgul eder. | Open Subtitles | نُؤمنُ نحنُ المُسلمين أنَ شَهوات الجَسَد كالطعام و الشراب و الجِنس يُمكنُ أن تَأسِرَنا للاعتمادِ على أو الانشغالِ برَغباتِنا الجَسَدية |
Neredeyse Müslümanların kadınları neden ayırdığını anlıyordum. | Open Subtitles | يُمكنني اللآن فهم رغبة المُسلمين عزل النساء. |
Dindar Müslümanlar şımartıyor | Open Subtitles | المُسلمين المُتديّنين مُنغمسين |
Ki bu film Irak savaşında aşırı dinci Müslümanların eline düşen bir Amerikan askerini konu ediyor. | Open Subtitles | فى دراما حرب العراق حيث يلعب دور جُندى أمريكى مُختطف و تمّ احتجازه بواسطة المُتطرّفين المُسلمين |