Şu anda buradayız. Ağaç aksi yönde. | Open Subtitles | أما الآن، فإننا هنا، والشجرة في الاتّجاه المُعاكس. |
Ayrıca direksiyonu, ölümcül son dönüşünün aksi istikametine çevirmek için mücadele ettiğine dair izler var. | Open Subtitles | وتوجد أيضًا علامات على أنه كان يُقاتل لتوجيه السيارة في الإتجاه المُعاكس لنهايتهم |
- Tam aksi istikamette. | Open Subtitles | -الطريق المُعاكس . |
Bana tam tersi bir durum gibi geldi. | Open Subtitles | يبدوا ان الأمر سار بالشكل المُعاكس بالنسبة ليّ. |
Güney Yarımküre'de de bu tam tersi zamanlarda gerçekleşir. | Open Subtitles | يحدثُ نفس الشيء في نصفِ الكرة الجنوبي لكن في الوقت المُعاكس من السنة. |
Tam tersi yön gibi. | Open Subtitles | لقد كان هذا يبدوا , أنه فى الإتجاه المُعاكس تماماً |
Bu evliliğimde yaşadığımın tam tersi. | Open Subtitles | -سعيد -أنها مثل الوجه المُعاكس الكامل لـ زواجي |
Bu benim ima ettiğimin tam tersi. | Open Subtitles | هذا هو المُعاكس تماماً لما أقترحه عليكِ |
Ama Pusula tam tersi yönü gösteriyor. | Open Subtitles | -لكنّ البوصلة تـُشير إلى الأتجاه المُعاكس . |
Hanımına gönderdiğin o yazıda kralın Brineved'e gittiği yazıyor. Ama aslında kral tam tersi istikamete gidiyor. | Open Subtitles | أخباركِ ستُرسِل سيّدتكِ صوب (برينفيد)، في حين أنّ الملك يُسافر في الاتّجاه المُعاكس. |
Martin'in gittiği yerin tam tersi istikamette. | Open Subtitles | أنه في الأتجاه المُعاكس لوجهة (مارتن) الحالية لكنه يبدو كمستودع. |