- Kolaylaştırır size de kulüp ne buldum Sadece gibi. | Open Subtitles | مثل التى عثرت عليها فى النادى , ذلك يسهل الامر |
Karanlık kulüp odasında elime buruşuk bir kesekağıdı tutuşturup... teslimat için beni iki yerel polis karakolundan birine yollarlardı. | Open Subtitles | فى غرفة النادى المظلمة أحد الرجال يسلمنى حقيبة ورقية ويوجهني إلى أحد دوائر شرطة إنتخابية محلية للتسليم |
- Vardiyasını bitirmesiyle sözde kulübe gitmesi arasında birkaç saat var. | Open Subtitles | لقد كان هناك ساعتين تقريبا مابين انتهاء العمل والذهاب الى النادى |
Bu akşam yemek için kulüpte bize katılmaya ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن الإنضمام إلينا هذه الليلة للعشاء فى النادى ؟ |
Ve üyesi olduğum Kadın kulübü küçük bir konuşma yapmanı istiyor. | Open Subtitles | و النساء فى النادى الذك انتمى له يردن ألتحدث اليك قليلا |
İngiltere Bankası ile olan ilişkilerim "doğal olarak bahis oynamamı engelliyor ancak bu kulübün bir üyesi olarak ve bu şartlar altında, varım. | Open Subtitles | إنتمائى إلى مصرف إنكلترا يمنعنى بشكل طبيعى من المراهنة و لكن كعضو فى هذا النادى قد أتمكن من ذلك, فى ظل ظروف خاصة جداً |
Bazen özel partiler düzenler ve kulüpten kızları oraya çağırırdı. | Open Subtitles | انه يقيم حفلات خاصة احيانا و يستأجر فتيات من النادى |
Nerede bu kulüp? | Open Subtitles | وبعد ذلك سَأُصبحُ حادة الطبع أين يقع هذا النادى ؟ |
Sizin babalarınız gibi beyaz ve şişko bir babanın oğlunu hiçbir zaman kulüp odasına sigara ve bira almaya göndermeyeceğini bilme kararlılığı ile. | Open Subtitles | على أنه ما من رجل أبيض بدين مثل والديكما على الأرجح سيتمكن من إرسال ابنه إلى النادى لشراء السجائر والبيرة |
Salı günleri Olympic kulüp'te onunla golf oynuyorum. | Open Subtitles | ألعب معه الجولف كل ثلاثاء فى النادى الأوليمبى. |
Sonra bir kulübe gittik. Müzik fenaydı. Ortalık zifiri karanlık. | Open Subtitles | اذا لقد ذهبنا الى هذا النادى وكانت الموسيقى تضرب بقوه |
Tom kulübe her gece gelirdi. | Open Subtitles | توم كان معتادا على المجئ الى النادى كل ليلة |
kulübe gitmek için 10 dakika 50 saniyemiz kaldı. | Open Subtitles | لدينا 10 دقائق و 50 ثانية لنصل إلى النادى |
O gittikten Çünkü çocuk üzerinde bunun bazı o kulüpte boğularak. | Open Subtitles | بعضاً منها على الفتى الذى قام بخنقة حتى الموت فى النادى |
Herhalde o gece kulüpte tam bir budala olduğumu düşünmüştün. | Open Subtitles | أعتقد أنك قد لعبت بى لكى تفوزى بالجائزة نلك الليلة فى النادى |
Golf kulübü gibi bir yer. | Open Subtitles | ستحصل على أقل الأحتياطات الأمنية أنه مثل النادى الريفى |
kulübün orada üç kere gördüğüm mavi arabaya benzer bir araba gördüm. | Open Subtitles | من هناك ؟ شاهدت سيارة زرقاء تدور حول النادى ثلاث مرات |
Charles, kulüpten bayan Green'e konuşma yapacağına söz verdim. | Open Subtitles | تشارلى ,لقد وعدت مسز جرين رئيسة النادى أنك ستتحدث للسيدات و تريد معرفة عن ماذا ستتحدث |
Senin bünyen zayıf olduğu için, diğer Klüp faaliyetleri yorucu olacaktır. | Open Subtitles | لقد قال أن جسدك نستطيع القلق عليه اذاً انشطة النادى الاخرى ستكون صعبة عليكِ |
Bekle. Beni klübe kadar takip etmiş olmalı ve seni oradan buldu. | Open Subtitles | انتظر,محتمل أنه تبعنى إلى أن وصلت إلى النادى و قابلتك هناك |
Ama kulübümde bir randevum var. Senatör Fuller ile yemek yiyeceğiz. | Open Subtitles | و لكن لدى موعد فى النادى الغداء مع سيناتور " فوللر" |
Cock Pit'in sahibi. Dört, beş başka yeri de var. | Open Subtitles | هو صاحب النادى ولديه أربع أو خمس أماكن اخرى |
Yarın gece,şehir merkezinde bir club'a gidiyoruz,adı Kaos. | Open Subtitles | مساء غداً سنذهب جميعاً إلى هذا النادى فى وسط المدينة |
Simon'ı devirmek için Madeline Stern'le anlaşma yaptım Truth ve iki tane daha kulübü elinden almak için. | Open Subtitles | لقد قُمت بصفقة مع ماديلين ستيرن لهزيمة سيمون وقُمت بإرجاع النادى من جديد بالإضافة إلى ناديين أخريين |
klüpte cep telefonu olmadan bir saat pazar kahvaltısı. | Open Subtitles | ساعة واحدة بدون جوالات غداء يوم الأحد في النادى |
Komedi Sihir kulübüne stand-up yapmaya gidicem. | Open Subtitles | سأذهب الى ذلك النادى الكوميدى اليوم لدى فقرة هناك |
Ben Kulüpteki kızdan bahsettiğimde neden bahsettiğimi bile bilmiyordun. | Open Subtitles | انت حتى لا تدرك ما الذى اتحدث عنه عندما اتحدث عن الفتاة من النادى |