Pek çok zaman insanlar korkusuz olduğumuzu düşünürler, bunu yapan insanlar korkusuzlar gibi. | TED | غالبا ما يظن الناس أننا لا نخاف، أن من يقوم بذلك لا يخافون. |
Kusura bakma, insanlar çift olduğumuzu bilirse iyi olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | آسفة ، ظننت أنه سيكون لطيفاً أن يعرف الناس أننا زوجين |
İnsanlar bizim şefkatli olduğumuzu görürse Halifelik karşısında en etkili silahımız o olur. | Open Subtitles | إنه أكثر سلاح فعّال نملكه ضد جيش الخلافة إن رأى الناس أننا رُحماء |
Annem insanların bizim sadakaya ihtiyacımız olduğunu düşünmesine o kadar kızmıştı ki bana hediye almadıkları için suçlu hissetmiyordu. | Open Subtitles | كانت أمّي تنزعج كثيراً إذا اعتقد الناس أننا محتاجون حتّى أنها تناست ذنبها بعدم إحضار هديّة لي |
Durumlar... çözümleri nasıl olursa olsun, insanların bizim bir topluluk olduğumuzu bilmeleri önemli. | Open Subtitles | بقطع النظر عن الأمور، بقطع النظر عن طرق حلّها، من المهم أن يعرف الناس أننا مجتمع |
Arabaları garaja park ettim ki insanlar gittiğimizi zannetsinler. | Open Subtitles | لقد حزمت النقود ووضعت السيارات فى الجراج حتى يظن الناس أننا ذهبنا لبعض الوقت |
Bazı insanlar uğruna savaştığımız şeyin bu olduğunu söylüyor. Böyle de kalsın. | Open Subtitles | هذا ما يقول الناس أننا نقاتل من أجله، و لإبقاءِه هكذا |
Bazı insanlar uğruna savaştığımız şeyin bu olduğunu söylüyor. Böyle de kalsın. | Open Subtitles | هذا ما يقول الناس أننا نقاتل من أجله، و لإبقاءِه هكذا |
Bikouchuu aradığımızı bilen insanlar nasıl olabilir? | Open Subtitles | لماذا عرف أولئك الناس أننا نبحث عن بيكوتشوو؟ |
İnsanlar birbirimize çok benzediğimizi söylüyorlar, o yüzden ben de seni bizzat görmek istedim. | Open Subtitles | لقد قال لى الناس أننا متشابهان كثيرا لذا أردت رؤية ذلك بأم عيني |
Bugün, insanlar bizi; ilaç dağıtan, dava edebilecekleri, ve internete bağlı telefonlarından daha az bilgili kişiler olarak görüyorlar. | Open Subtitles | اليوم ، يعتقد الناس أننا ، أدوية تستغني عن التقدّم لدعاوى قضائيّة الذين في الواقع هم أقلّ إطلاعاً من إنترنت هواتفهم |
Fotoğraf çektirmeliyiz. Böylece insanlar buraya geldiğimize inanırlar. | Open Subtitles | يجب أن نلتقط الصور، حتى يصدق الناس أننا كنّا هنا |
Böylece insanlar bütün gece bizim kalabalığa karıştığımızı düşünecek. | Open Subtitles | وبهذه الطريقه , سيعتقد الناس أننا بالجوار طوال الليله |
İnsanlar Great North Road üzerinde halka açık bir ev olduğumuzu mu sanıyorlar? | Open Subtitles | هل يظن الناس أننا فندق على الطريق الشماليِ الكبير؟ |
İnsanlar farklı olduğumuzu söylüyor ancak o kadar da farklı değiliz. | Open Subtitles | يقول الناس أننا مختلفون للغاية لكن نحن لسنا مختلفين الى تلك الدرجة |
İnsanlar da iflâs ettiğimizi değil, köşeyi döndüğümüzü sanır. | Open Subtitles | وسيعتقد الناس أننا بمُقدمة المُنحنى بدلاً من كوننا مُفلسين |