İnsanlara bunun bir tuzak olmadığını ve orada onlara aptal diyecek ya da tecrübelerinin önemsiz olduğunu söyleyecek kimsenin olmadığını söylüyoruz. | TED | نخبر الناس بأنه ليس بفخ؛ لن يخبرك أحدهم بأنك غبي، لن يخبرك أحدهم بأن خبرتك لا تهم. |
İnsanlara olayın aslında çok daha büyük olduğunu söylemek istiyorsunuz. | Open Subtitles | تُريد أن تخبر الناس بأنه أكبر من ما يعتثدون |
İnsanlar, ölümleri çoğaltanın babam olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال الناس بأنه كان والدي الذي إستنسخ القتل |
Bu insanlara bir gün kanserin ya da onları öldüren neyse, onun çaresi bulununca tekrar çıkacaklarını mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | أنت توعد هؤلاء الناس بأنه في يوم ما عندما يكون هناك علاج للسرطان أو أي شيء آخر قتلهم ستقوم بإذابتهم وحسب؟ |
Ama yine de insanlar, orada bir zamanlar harika bir sarayın olduğunu söyleyecekler. | Open Subtitles | مع ذلك سيقول الناس بأنه ذات مرة كان هناك قصر كبير |
Kurban seçimini daralt. İnsanlara onun çevrede olduğunu söyle. | Open Subtitles | مواصفات الضحايا، وأعلمي الناس بأنه طليق حالياً |
İnsanlar onun deli olduğunu düşünüyorlardı. Fakat yanıldılar. O özeldi. | Open Subtitles | لقد إعتقد الناس بأنه مجنون ولكنهم مخطئون، أنه مميز |
Belki onun yumuşak olduğunu düşünen insanlardan yorulmuştur. | Open Subtitles | حسنا، ربما سئم تفكير الناس بأنه غير جاد. |
Bazı insanlar iğrenç olduğunu düşünüyor, ama hadi biz deneyelim. | Open Subtitles | يعتقد بعض الناس بأنه مقرف, لكن لنجربه فقط |
Kimse evladının sorunlu olduğunu düşünmek istemez ama sen de gençken terapiye gitmiştin. | Open Subtitles | لا أحد يُريد أن يفكّر الناس بأنه مُضطرب، ولكنّك ذهبت إلى العلاج عندما كُنت صغيرًا. |
Aktörün gözyaşları ve kahkahası... böylece insanlar onun sanatçı olduğunu görebilir. | Open Subtitles | ضحكه و دموعه لذلك يراه الناس بأنه فنان |
Bugünlerde neredeyse herkes bu testleri yaptırıyor çünkü bütün işletmeler insanlara bunların ölümcül olacağını söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | الآن تقريبا ً كل شخص يقوم بتنفيذ تلك العمليات منذ أن نشأ مجال عمل كامل يقنع الناس بأنه قد يقتل المرء |
çabucak içeri bir göz gezdirip tüm bu insanlara içeride görecek bir şey olmadığını söyleyebiliriz, ve herkes evlerine döner. | Open Subtitles | وحينها يُمكنا أن نخبر هؤلاء الناس بأنه لا يوجد شيئ لرؤيته هنا ليعود الجميع الى منزله |
İnsanlara beni çıkarmak için uğraştığını söylediğinde bir dolaplar çeviriyordu. | Open Subtitles | طوال الوقت يخبر الناس بأنه يخطط لأخراجي من السجن، لكنه لم يفعل شيئًا! |
Mesela benim insanlara "American Idol" izlemek benim için çok zor çünkü çok yüksek oktavlı bir müzik kulağım var demem gibi. | Open Subtitles | مثلاً عندما أخبر الناس بأنه من الصعب عليّ... أنا أشاهد "أمريكان آيدول" لأني أستطيع تمييز النغمات |
İnsanlara düzenim olduğunu söylemem, düzenin bir parçası. | Open Subtitles | إخبار الناس بأنه عندي نمط هو جزء من نمط آخر ! |