Yapmanız gereken insanların gerçekten ne istediğini bulmak ve bunu onlara vermek. | TED | ما ينبغي عليك هو أن تعرف ما يريده الناس حقاً وتعطيه لهم. |
Aslında, çoğu kez sadece bir korkuluğu işini yaparken gözlemek, insanların gerçekten ne istediğini size öğretebilir. | TED | في الواقع، غالبا ما يكون مجرد إطلاق رجل القش الخاص بخدمة ما قادرا على تعليمك مايريده الناس حقاً. |
Çıkın ve insanların gerçekten ne istediğini görün. | TED | اذهب إلى الخارج وشاهد مايريده الناس حقاً. |
Herşeyden önce insanlar gerçekten yeni bir dil öğrenmek istiyor. | TED | اولا وقبل كل شيء, الناس حقاً حقاً يتعلمون لغة |
İnsanlar için daha iyi olabilirler. | Open Subtitles | يمكنها مساعدة الناس. حقاً. أنا أعني ذلك. |
İnsanların senin şu aptal çakma ürününe 10 dolar vermesine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن الناس حقاً يدفعون 10 دولارات ويصدقون خدعتك الغبية |
İnsanların gerçekten bir olmaya ihtiyaç duyduğu anda siz onu mu iptal ediyorsunuz? | Open Subtitles | إذاً حينما أراد الناس حقاً أن يجتمعوا , قمتم بألغائها ؟ |
Sanırım insanlar sabahın 4'ün de gerçekten radyo dinliyorlar. | Open Subtitles | أظن أن الناس حقاً يستمعون للراديو بالرابعه صباحاً |
İnsanlar küçük kasabalarda, gerçekten kapılarını açık bırakıyor, ha? | Open Subtitles | الناس حقاً يتركون أبوابهم مفتوحة فى البلدات الصغيرة |