İnsanlar genelde parasını, karısına ya da sevgilisine bırakır. | Open Subtitles | حسناً, الناس عادةً يقومون بترك أموالهم لزوجاتهم أو حبيبهم |
Çünkü insanlar genelde konuşmak istedikleri zaman böyle söylerler. | Open Subtitles | هذا ما يقوله الناس عادةً حينما يُريدون التحدّث حيال أمر. |
Yas süresince, genellikle insanlar gelir ve yemek bırakıp taziyelerini sunarlar. | Open Subtitles | خلال أسبوع الحداد يأتي الناس عادةً ويجلبون معهم طعاماً ويكرّمون الميت |
Ama genellikle insanlar memlekete döndüklerinden pişman olmazlar. | Open Subtitles | ولكن الناس عادةً لا يندمون على العودة للوطن |
İnsanlar genellikle memleketlerinden ve iş tecrübelerinden bahsederler. | Open Subtitles | الناس عادةً يتحدثون فقط عن المكان الذي جاءوا منه وعملوا فيه |
Eğer aşırı derecede alkol tüketme alışkanlıkları yoksa insanlar genellikle kendilerini içerek öldürmezler. | Open Subtitles | الناس عادةً يغمى عليهم قبل أن يقتلوا أنفسهم بالشرب |
Yani insanların normalde sevdiği bütün kriterlere sahiptirler. | TED | إذن فهي تجمع كل المعايير التي يحبها الناس عادةً |
Genelde insanlar kovulunca böyle yapar. | Open Subtitles | هل سيغادرُ حقاً؟ هذا ما يفعله الناس عادةً حين يطردون |
İnsanlar genelde hastanede takılmazlar. | Open Subtitles | لا يتسكّع الناس عادةً في المستشفيات |
İnsanlar genellikle oyunlarda ölmezler. | Open Subtitles | الناس عادةً لا يموتون في الألعاب. |
İnsanlar genellikle o saatte uyurlar. | Open Subtitles | الناس عادةً نائمون في ذلك الوقت. |
Genelde insanlar aradığında merhaba der, değil mi? | Open Subtitles | يقول الناس عادةً مرحبا عندما يتصلون بك، صحيح؟ |