Luria bilim çağına girmeden hemen önce insanlara baktı ve bu insanların maddi dünyayı sınıflandırmaya direniş gösterdiğini gördü. | TED | نظر لوريا إلى الناس بالتحديد قبل دخولهم العصر العلمي، ووجد أن هؤلاء الناس كانوا مقاومين لتصنيف العالم الملموس. |
Bu insanların birçoğu köleydi veya kölelikten kurtulan bir nesildi. | TED | العديد من هؤلاء الناس كانوا عبيدًا أو كانوا جيلًا حُرّر من العبودية. |
ELA: İnsanlar bunu her türlü eğlenceli şey için kullanıyorlar. | TED | إ. ل. أ: الناس كانوا يستخدمون جميع أنواع أغراض المتعة. |
O günlerde tek başınasınız. İnsanlar herhangi bir kişiye dokunmaktan çok korkuyorlardı. | TED | في تلك الأيام كنت وحيداً. الناس كانوا خائفين جداً من لمس أحد. |
İnsanlar eskiden büyükbabamın partilerine 100 mil öteden gelirdi. | Open Subtitles | الناس كانوا ياتون من مئات الأميال إلى أطراف جدي |
Önceden, Millet gülmekten yerlere kapanırdı. | Open Subtitles | عادت الأيام، الناس كانوا يتدحرجون علي السلالام من الضحك. |
Orada saatlerce pek çok insanın gözü önünde dikilmişti, görünüşte bir şey yoktu. | Open Subtitles | كان يقف هناك لساعات، الكثير من الناس كانوا يشاهدونه، لا شيء يبدو خاطئاً. |
Şu bozulan anlaşma konusunda pek çok insan öfkeliydi. ve öfkeleri size yönelikti. | Open Subtitles | الكثير من الناس كانوا غاضبين بسبب تلك الصفقة التي فشلت وكانو غاضبين منك |
İnsanların beni nasıl gıcık ettiği önemli değil yalnız kalmaktansa birisiyle birlikte olmayı tercih ederim. | Open Subtitles | لا يهمني اذا الناس كانوا يعاقبونني افضل ان اكون مع احد بدل ان اكون وحيدا |
Bilmem. İnsanların komik olduğunu düşünmesinden olabilir sanırım. | Open Subtitles | لا أعلم، أعني، أظن بسبب أن الناس كانوا يظنونه مضحكًا |
-Hayır ama insanların bundan bahsettiğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | لا ، لكن الناس كانوا يحدثونني كثيرا عن هذا الموقف |
Orta Çağ'da akıI hastalığının salgın gibi yayıIdığını, her yerdeki insanların keçileri kaçırdığı yazıyor. | Open Subtitles | يقولوا بأنه في العصور الوسطي كان هناك وباء كاسح من الجنون الناس كانوا يفقدوا عقلهم في كل مكان لكنه بعد ذلك خٌمِدَ فجاءة |
Hayatımın son beş yılı insanların: | Open Subtitles | للخمس سنوات الماضية الناس كانوا يخبروني أفعل هذا، أفعل ذاك |
uyandırmaya çalışıyordum. Bu halk için o kadar heyecan vericiydi ve insanlar o kadar hevesliydi ki, daha büyük binalar | TED | وجدنا أن ذلك كان مثيرًا جدًا للناس، وأن الناس كانوا متجاوبين جدًا مع العمل، واحتجنا بعدها للعثور على بنايات أكبر. |
Çok geçmeden gücü fark ettim. Çünkü insanlar hikâyelerini giymekten gururlanıyorlardı. | TED | ثم بعد ذلك أدركت القوة، لأن الناس كانوا يرتدون قصص الخاصة. |
East Meadow'a göre biraz süslü duruyorlardı. İnsanlar sana bakıyordu. | Open Subtitles | لقد كانوا غاليين قليلاً على إيست مالدو الناس كانوا يحدقون |
Bir yüzyıldır insanlar ne kadar çirkin olduklarını merak etmiyorlar. | Open Subtitles | لا عجب أن الناس كانوا أقبح قبل قرن من الزمان |
Yanlış düşünüyordu, bazı insanlar dikkate alıyordu, ancak farklı sebeplerden ötürü. | TED | و قد كان على خطأ، بعض الناس كانوا منتبهين و لكن للأسباب الخطأ |
İnsanlar eskiden burada tapınırmış. | Open Subtitles | أتعرفين ان الناس كانوا يتعبدون هنا ؟ |
İnsanlar eskiden bana kahramanmışım gibi bakardı. | Open Subtitles | الناس كانوا ينظرون إلي على أنني بطل |
Millet sanki-- İsmimi diğer tarafa mı aldın? | Open Subtitles | الناس كانوا نوعاً ما .. هل قمت بنقل اسمي للتو ؟ |
Bana, önemsiz bir direniş olduğunu, çoğu insanın, manastırların feshedildiğini görmekten memnun olacağını söylemiştin! | Open Subtitles | قلت لي كان: هناك القليل من المعارضة قلت لي أن معظم الناس كانوا سعيدين لرؤية تلك الأماكن تنحل |
Şimdiki halin için birilerini öldürecek bir sürü insan var. | Open Subtitles | العديد من الناس كانوا ليتقاتلوا لما عندك , أتعلمين هذا؟ |