| Faniliğini düşündüğün bu anda Etrafındaki insanları ne kadar önemsediğinin farkına varıyorsun. | Open Subtitles | في اللحظة التي نبدأ في التفكير بشأن فنائك تدرك كم يهمك الناس من حولك |
| Etrafındaki insanları kendinden üstün gördükçe büyüyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تكبر وانت تشعر انك لست بمستوي الناس من حولك |
| Bu Etrafındaki insanları hoyratça kullanmak demek kimse de senin oyuncağın değil, söyleyeyim. | Open Subtitles | حسناً, يحيل حياة الناس من حولك إلى جحيم وليس كنزهة بالنسبة لك, بقدر ما أستطيع القول. |
| Bilirsin, etrafındaki insanlar intihar etmeye başlayınca kendi kendine beni farklı yapan ne diye sormaya başlıyorsun. | Open Subtitles | أتعلم ,عندما يبدأ الناس من حولك بقتل أنفسهم تبدأ تسأل نفسك مالذي يجعلني مختلف؟ |
| Gerçekten mi? Bu yüzden mi etrafındaki insanlar ölüyor? | Open Subtitles | وهذا يبرر استمرار موت الناس من حولك? |
| Dünyaya ve çevrendeki insanlara sanki duyguların varmış gibi yapıyorsun. | Open Subtitles | تظاهر بأنّ مشاعرك موجودة لأجل العالم ولأجل الناس من حولك |
| Ölmüyorsun. Etrafındaki insanları öldürüyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تموت أن تقتل الناس من حولك |
| Ölmüyorsun. Etrafındaki insanları öldürüyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تموت أن تقتل الناس من حولك |
| Etrafındaki insanları incitiyorsun tatlım. | Open Subtitles | إنك تؤذي الناس من حولك يا عزبزي |
| - Ama Etrafındaki insanları koruyabiliriz. | Open Subtitles | لكن يمكننا ان نحمي الناس من حولك انتظر |
| Tom, bunu iyice düşünmeli ve çevrendeki insanlara senden ayrılmayı düşünmeleri için izin vermelisin. | Open Subtitles | وتسمح الناس من حولك بالتفكير حوله معك هذه هي الطريقة الوحيدة لأنهاء هاذا |
| çevrendeki insanlara inanmalısın. | Open Subtitles | يجب ان تؤمن في الناس من حولك. |