Bu nedenle, insanların yüzde 99'u organlarını bağışlıyor. | TED | لذلك، 99 بالمئة من الناس هم متبرعون بالأعضاء. |
Beni şaşırtan şey ise, 24 aydan daha öncesine kadar asıl insanların devletin onları izlediği konusunda endişeli olmalarıydı. | TED | وما ذهلني حقا هو أنه منذ أقل من 24 شهرا، كان الناس هم المتوترون من مراقبة حكومتهم لهم. |
Şirketlerin fikirleri yoktur; sadece insanların vardır. | TED | الشركات لا تملك افكار بل الناس هم من يمتلكونهم. |
Bu insanlar benim arkadaşlarım, en iyi arkadaşlarım, ailem. | Open Subtitles | هؤلاء الناس هم أصدقائي وأصدقائي الحميمون وعائلتي |
Bu artık benim hayatım ve bu insanlar benim ailem. | Open Subtitles | هذه حياتي الآن , وهؤلاء الناس هم عائلتي . |
Bu sistemin yozlaşmasının öncelikli sorumluları senin gibi insanlardır. | Open Subtitles | ان امثالك من الناس هم السبب في فساد هذا النظام |
Ama bence olan şey şu: jenerasyonla ilgili duruma odaklandıkça bu ''insan grupları'' insanların sadece insan olduğunu unuttuğumuz bir alan yarattı. ''İnsan insandır.'' | TED | ولكن أظن أن ما حدث هو التركيز على الفئات الأجيال، هذه المجموعات من الناس، التي صنعت قدرة نسيان أن الناس هم ناس. |
Bu insanların işi, günahkar olduğum günlerdeki tabirimle, "egzotik dans" gösterisi yapmak. | Open Subtitles | والآن فان هؤلاء الناس هم كما كنت اقول في ايام ذنوبي يهزون البطون في الصحراء |
Hayır Cross. İnsanların bunu yanlış kullandığını gördüm. | Open Subtitles | لا , كروس الناس هم من يوظفونها بطريقه سيئه |
Buradaki insanların Albay Braddock'un Vietnam'da savaş suçu işlediğine dair kanıtları var. | Open Subtitles | هؤلاء الناس هم شهود عيان على بعض جرائم الحرب التي ارتكبها الكولونيل برادوك ضد الشعب الفيتنامي |
İnsanların hepsi aynıdır, hepsinin tek isteği huzurlu bir hayattır. | Open Subtitles | الناس هم نفسهم في كل مكان ما يتمنوه هو حياة هادئة |
İnsanların yolunda durmasına izin verme. İnsanlar sadece senin ve benim gibidirler. | Open Subtitles | لا تدع الناس يقفون في دربك, كل الناس هم مثلي ومثلك |
Bence insanların çoğu zaman toplumlarımızın maddi başarısı –emsalsiz zenginlik seviyeleri- ve pek çok sosyal başarısızlık arasındaki zıtlıktan dolayı kafaları karışıyor. | Open Subtitles | ويسبب تدهوراً لا يُعقَل في الصحة العامة ككل. حسنا، اعتقد بأن الناس هم في حيرة بسبب التناقض بين النجاح المادي لمجتمعاتنا |
Bu insanlar benim arkadaşım. | Open Subtitles | إن كان محاطاً بهذا القدر - هؤلاء الناس هم أصدقائي - |
Ama bu insanlar bu insanlar benim ailem. | Open Subtitles | لكن هؤلاء الناس هؤلاء الناس هم عائلتى |
Ve oradaki insanlar benim insanlarım olacak." | Open Subtitles | هؤلاء الناس هم ناسي |
O insanlar benim dostum. | Open Subtitles | هؤلاء الناس هم أصدقائي |
Bu insanlar benim çalışanlarım. | Open Subtitles | أولئك الناس هم موظفيَّ |
Hayır işi yapmıyorum. Kabalık olmamız iyidir. Aylaklara veya diğer insanlara karşı en iyi savunma aracı insanlardır. | Open Subtitles | هذا ليس عمل خيري ، يجب أن يكون لديكِ أعداد كافية الناس هم أفضل طريقة للدفاع ضد السائرون أو حتى ضد الناس |
Asıl önemli olan insanlardır ve insanlar dışlandı bu ülkeyi yöneten kediler geldiği ve bu ülkeyi mahvettiği zaman | Open Subtitles | الناس هم الشيءَ الأكثر أهميةً... و الناس تم تجاهلهم بينما الساقطون يحكمون هذا البلد ويدمرون كل شيء |