Ona insanların babam hakkında güzel şeyler söylediği bir video vereceğim. | Open Subtitles | كلا، سأصنع له فيديو عن الناس وهم يقولون عنه أمور لطيفة |
İşte bu insanların yaşlandığını görüyorsunuz, ve onların şimdiki veya bir sene önceki halleri, | TED | إذن هذا .. تجد .. هؤلاء الناس وهم يكبرون، وهاهم كما يبدون اليوم، أو السنة الماضية، |
Birbirlerinden soğumuş aile bireyleri hakkında konuşurlarken insanların gözyaşlarını gördüm. | TED | رأيت الدموع تبلل عيون الناس وهم يتحدثون عن أفراد عائلتهم على أنهم مغرورين. |
Bizler insanların değil, onlara yardım etmeden açlıktan ölenlerin fotoğraflarını çekiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نلتقط صور الناس... وهم يموتون جوع بدون ان نساعدهم... |
O insanları alın ve bugün 20 yaşındaki birinin yazdığı çok tipik bir mesajı okusun. | TED | قم بأخذ هؤلاء الناس وهم يقرأون نصاً نموذجياً جداً كتبه شخص بعمرالـعشرين سنة اليوم. |
Ned, insanların seni itip kakmasından bıkmadın mı? | Open Subtitles | نيد, ألستم متعبون من تأجير الناس وهم يدفعونكم بالأرجاء؟ |
- İnsanların indiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت الباب وهو يُفتح سمعت الناس وهم يخرجون |
Diğer insanların korkularından beslendikleri ve oyunlarını oynadıkları için güçlüler. | Open Subtitles | إنهم أقوياء للغاية لأنهم قضوا سنين وهم يتغذون على خوف الناس وهم يلعبون ألعابهم |
O asla kardeşime zarar... İnsanların çaresizken neler yapabileceklerini bilsen şaşırırdın. | Open Subtitles | ستستغرب مايمكن أن يرتكبه الناس وهم يائسين. |
İnsanların yalnız kaldıklarında ne yaptıklarını biliyorum, ve sonu hiçbir zaman iyi bitmiyor. | Open Subtitles | ,أعرف مايفعله الناس وهم وحيدين وهو لا ينتهي جيدا أبدا |
İnsanların çocukken korktuğu şeylerle yetişkinliklerinden korktukları şeyler aynıdır. | Open Subtitles | نفس الأشياء التى تخيف الناس وهم أطفال تخيفهم أيضاً وهم كبار |
İnsanların Tanrı hakkındaki konuşmalarını duymaya dayanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتحمل الناس وهم يتكلمون عن الله بعد الآن |
İnsanların içtiği kahvenin boğazlarına kaçmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن يختنق الناس وهم يشربون قهوتهم حين يفتحون الجريدة ويرون |
İşte avukatlar bunu yapar, insanların yalan söylediklerini fark ederler. | Open Subtitles | لأن ذلك ما يفعله المحامون كشف الناس وهم يكذبون |
İnsanların bana ender ve büyüleyici olan hastalığımı sormalarına alıştım. | Open Subtitles | لقد اعتدت على الناس وهم يسألونني عن مرضي النادر و الرائع |
İnsanların bez hakkındaki konuşmalarını izliyorum. | Open Subtitles | أستطيع مراقبة الناس وهم يتحدثون عن الحفاظات |
İnsanların bize yalan söylemesi sinirime dokunmaya başladı. | Open Subtitles | لقد سئمت من هؤلاء الناس وهم يكذبون علينا |
Düşkünlerevi bakıcıları, hayatlarımız sone ermek üzereyken bizimle ilgilenen insanlar yakın zamanda insanların ölüm döşeğindeyken en sık belirttiği pişmanlıklar üzerine bir rapor yayınladılar. | TED | الذين يتولون رعايتنا في نهاية حياتنا، أصدروا مؤخراً تقرير عن أكثر تعبيرات الندم تكراراً والتي يقولها الناس وهم حقيقةً على سرير الموت |
Ve böylece, insanların nasıl yanlış yaptığını görmenin en iyi yolu kendin yapmak olduğundan şimdi size hızlı bir deney vereceğim, finansal sezgilerinizi iş üzerinde görebilmek için. | TED | ولأن أفضل طريقة لرؤية الناس وهم يخطئون هو أن تخطيء بحد ذاتك، سأقوم بإعطائكم تجربة سريعة ليمكنكم ملاحظة حدسكم المالي تحت التطبيق. |
Usta Wong kumar oynayan insanları sevmez | Open Subtitles | المعلم ونج لا يحب رؤية الناس وهم يقامرون |
Kahramanlar insanları öldürtmez, masum erkek ve kadınların kişiliklerini tüketmezler. | Open Subtitles | حسنا.. الابطال لا يقتلون الناس وهم لا يستهلكون الشخصيات البرئيه من رجال ونساء |