Önemli bir şeyi anlamıştı, metrodaki insanlar aslında yukarıda neler olup bittiğini umursamıyorlardı. | TED | وكانت لديه فكرة رئيسية، وهي أن الناس يستطيعون ركوب القطارات تحت الأرض بحيث لا يكترثون لما يحدث فوق الأرض. |
İnsanlar gerçekten bu yöntemle bir dil öğrenebilirler. Ve neredeyse en iyi dil öğrenme yazılımında olduğu kadar iyi öğreniyorlar. | TED | الناس يستطيعون حقاً تعلم لغة بإستخدامه ويتعلمونها بكفاءة تضاهي افضل برامج تعليم اللغة |
İnsanlar ıstırap çekebilir. Hayvanlar çekebilir. | TED | الناس يستطيعون أن يعانوا، الحيوانات تستطيع أن تعاني |
İnsanlar rüyalarında her şeyi yapabilirler, biliyorsun. | Open Subtitles | الناس يستطيعون فعل أى شئ فى أحلامهم ، تعرف |
Bu yanlış. - En azından insanlar tekrar öfkelerini kontrol edebiliyorlar. | Open Subtitles | على الأقل الناس يستطيعون التحكم في غضبهم من جديد |
-Bazı insanlar bunu yapabilir ama bazıları yapamaz. | Open Subtitles | بعض الناس يستطيعون السرقة و بعضهم لا يستطيع |
Eğer insanlar kendilerini tedavi veya hastalıklarını teşhis edebilselerdi hiçbir ilaca ya da benim gibi terapistlere ihtiyaç duymazlardı. | Open Subtitles | إن كان الناس يستطيعون علاج نفسهم وتشخيص حالاتهم لم يكن من الحاجة أن يتواجد أي نوع من الأدوية أو أطباء نفسيين مثلي |
İnsanlar değişir. | Open Subtitles | الناس يستطيعون أن يتغيروا بمقدورهم أم .. |
Sayesinde insanlar korkmadan sokakta yürüyebiliyor. | Open Subtitles | والآن الناس يستطيعون أن يخرجوا بدون أي خوف |
İnsanlar yıllarca müzik dinleyebilir. | Open Subtitles | الناس يستطيعون السماع للموسيقا لفترة طويلة |
İnsanlar acemi polislerin kokusunu taze boya kokusu gibi alabilirler. | Open Subtitles | تعلمين ، بأن الناس يستطيعون أن يشموا الشرطيين الجدد كما يشمون رائحة الطلاء الجديد |
Güzel eşyalar. İnsanlar kullanabilir. | Open Subtitles | هذا أمر جيد تماماً, الناس يستطيعون إستخدام هذه الأشياء |
İşin tuhafı, insanlar kendi kapılarını açabilirler. | Open Subtitles | الحقيقة هي, الناس يستطيعون أن يفتحوا أبوابهم |
İnsanlar, onları kendi otel odalarına kadar gönderiyor kasanın yerini söylüyorlar, ve ertesi sabah kalkınca ne olduğuna dair hiçbir fikirleri olmuyor. | Open Subtitles | الناس يستطيعون في الواقع ان يرسلوا الى غرفهم في الفندق ويفرغوا خزنتهم ويستيقظون في الصباح التالي ولا يتذكرون ماذا حدث |
Al Gore'nin aptal interneti sayesinde, insanlar müziği artık bedavaya elde edebiliyorlar. | Open Subtitles | شكراً لـ الإنترنت الغبي , الناس يستطيعون ان يستمعوا للأغاني بالمجان . |
İnsanlar bu işte sınırı kolayca aşabilir. | Open Subtitles | الناس يستطيعون ان يتجاوزوا الحدود بكل سهولة في هذه الوظيفة |
İnsanlar bu şeyle söylediklerinden daha fazla yaşayabilir. | Open Subtitles | حسناً، الناس يستطيعون العيش مع هذا لفترة أطول مما يقولون |
Fakat inanıyorum ki bu insanlar onu bulmamda yardımcı olabilirler. | Open Subtitles | وأظن أن هؤلاء الناس يستطيعون مساعدتي في العثور عليه |
Bu olay beni korkutuyor insanlar senin hakkındaki şeyleri öğrenebiliyor. | Open Subtitles | ذاك الهراء يخيفني الناس يستطيعون معرفة اشياء عنك هكذا |
Eğer insanlar düşüncelerinizi okuyabilseydi ne yapamazdınız? | Open Subtitles | ما الذي لا تستطيع فعله إذا كان الناس يستطيعون قراءة أفكارك؟ |