ويكيبيديا

    "النامية" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gelişmekte olan
        
    • gelişen
        
    • gelişmiş ülkelerde
        
    Kural, bir ürünün ortalama 10 yıllık gecikme sonrası gelişmekte olan ülkelerde satışa çıkması şeklindedir, ki o da satışa çıkarsa. TED القاعدة هي حوالي 10 سنوات من تأخير لمنتج جديد حتى يذهب إلى السوق في الدول النامية ، إذا قدر له الذهاب.
    Bildiğiniz gibi gelişmekte olan ülkelerin çoğunda bir şirketin ortalama ömrü iki yıldır. TED كما تعلمون, في معظم الدول النامية متوسط ​​العمر المتوقع لعمل ما هو عامين.
    gelişmekte olan ülkelerdeki Çocukların bakımında oldukça fazla eksiklikler var. Open Subtitles هناك نقص شديد في مجال رعاية الطفل لدى الدول النامية
    Son ekonomik çöküşünün dramatik yankıları gelişmekte olan ülkeleri etkilemedi. Open Subtitles التداعيات الدرامية للأحداث المالية الأخيرة لم تبتعد عن الدول النامية
    Bu küçük, çevik, gelişen ekonomiler büyük ve zenginleri geride bırakabilir. TED هذه الاقتصادات النامية شديدة الذكاء قد تفوق ابتكاراتها تلك الكبيرة والغنية
    Bu gelişmekte olan toplumlarda toplumun direği kadınlar, ama sokakları tutan hala erkekler. TED عندما تذهب الى تلك المجتمعات النامية, تكون المرأة هي عامود المجتمع, لكن الرجال هم من يسيطرون على الشوارع.
    Buradakilerin en iyileri gelişmekte olan ülkeler -- ben onlara Yeni Doğu diyorum-- bunlar hava çizgisinin diğer yanına atlayacaklar. TED ان ما سيحدث يما يخص الاقتصاديات النامية الذين ادعوهم الشرق الجديد هو انهم سوف يقفزون الى خط الطيران
    gelişmekte olan ülkelerde milyarlarca insan var ve onlara kapılarını açmaya hazır tek bir şehir bile yok. TED هناك البلايين من الناس في الدول النامية ممن لا يوجد لديهم حتى ولو مدينة واحدة ترحب بهم.
    gelişmekte olan ülkelerde, en yaygın taşıma türü demiryoludur ve İngilizler Hindistan'a oldukça fazla demiryolu yaptılar. TED ففي الدول النامية, تعد السكك الحديدية أكثر وسائل النقل شيوعاً, وقد شيدت بريطانيا كثيراً منها في الهند.
    Ancak gelişmekte olan toplulukları aynı şekilde görmüyor ve betimlemiyoruz. TED لكننا لا نرى ولا نصور المجتمعات النامية بنفس الطريقة.
    Ayrıca gelişmekte olan ülkelerde sahteciliğe rastlanıyor. TED من ثم، هناك تقليد المنتج في البلدان النامية.
    Her gün, her yıl, yaşanan ölümlerin üçte birine gelişmekte olan ülkelerdeki yoksulluk kaynaklı hastalıklar neden oluyor. TED حوالي الثلث من كل الوفيات كل يوم، كل سنة بسبب أمراض الفقر في الدول النامية
    Bu 1950 -- bunlar endüstrileşmiş ülkelerdi, bunlar gelişmekte olan ülkelerdi. TED هذا في 1950 --هذه كانت الدول الصناعية, وهؤلاء كانوا الدول النامية.
    Arjantin ve Mozambik'i 50 yıl önce bir araya getiren ve Mozambik'in daha kötü yaptığını söyleyen gelişmekte olan ülkelerin bu aptal anlayışıdır. TED إنه هذاا المفهوم الغبي عن الدول النامية الذي يضع الأرجنتين و موزمبيق منذ 50 عاما و يقول أن موزمبيق كانت أسوأ.
    Büyük ticari merkezlere ulaşmak, gelişmekte olan ülkelerdeki az gelirli aileler için çok pahalı. TED هذا باهظ الثمن للأسر محدودة الدخل في الدول النامية للوصول لمراكز التجارة الكبرى.
    Bir ekonomist olarak tabii ki gelişmenin, ticarete açılmanın gelişmekte olan ülkeler için çok iyi olduğunun farkındayım. TED لذا من الواضح أنني كخبيرة إقتصادية على دراية عميقة بحقيقة أن التنمية و الإنفتاح التجاري هو أمرٌ جيد للدول النامية
    Son dört yıldır içinde gelişmekte olan ülkelerde dünyanın yeni enerji üretim kapasitesi geri dönüştürülebilir oldu. TED في كل من السنوات الأربعة الماضية نصف طاقة العالم المتولدة ,كانت قابلة للتجديد خاصة في البلدان النامية مؤخراً.
    gelişmekte olan ülkelerden öğrenciler de, çok pahalı bilimsel araçların benzerlerini kendileri yapıyorlar. TED أو لديك طلاب في البلدان النامية يصنعون نسخا مماثلة للأدوات العلمية التي يكلف صنعها الكثير من المال.
    Aynı şekilde, gittiğim gelişmekte olan veya yarı gelişmiş ülkelerde yukarıdaki çıkarımların bir dereceye kadar doğru olduğunu görüyordum. TED هذا الشعور أحسسته في كل زيارة لي إلى إحدى الدول النامية أو المتوسطة وإلى حد ما في دولنا المتقدمة أيضاً.
    Şu anda, bugün Oslo'da petrol şirketleri, gelişmekte olan ülkelerden petrol çıkarmak için hükümetlerine yaptıkları ödemeleri gizli tutmak için savaşıyorlar. TED اليوم في أوسلو تحارب شركات النفط للحفاظ على سر مدفوعاتها إلى الحكومات لاستخراج النفط في البلدان النامية.
    Asıl moral bozucu olan şey bunun tek bir vaka olmaması bu gelişen ülkelerin hepsinde meydana geliyor. TED والأكثر إحباطا أن تلك لم تكن حادثة مفردة؛ هذه تحصل على امتداد الدول النامية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد