Hayır, sana kokuşmuş pislik diyorum! Söylediğini yapacak cesaretin yok. Hadi vur! | Open Subtitles | أنا لا اقصد انك قطعة من النفايات النتنة تنقصك الشجاعة هيا أفعلها |
Yok yere beni bu kokuşmuş hayatımın boşluğuna terk etti. | Open Subtitles | لترك هذه الحفرة النتنة في حياتي بدون أي سبب وجيه |
Yalın ayaktılar ve her bir adımda ayak parmakları, yüzlerce sineği kokuşmuş yığından savurarak çamura gömülüyordu. | TED | وكانا حافيي القدمين، ومع كل خطوة كانت أصابع أقدامهما تغوص في القمامة باعثةً مئات الذباب وقد تناثر من الكومة النتنة. |
Balıkadamlar, filler, berbiller hatta o pis kokulu köpeklerden bile. | Open Subtitles | الرجال السمك , الفيلة دببة البيرل حتى تلك الكلاب النتنة |
Geriye sadece şu pis gölet kalmış. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لم يتغير هو هذه البركة النتنة |
İğrenç kokunun doğru koku olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. | Open Subtitles | لم تكن لدي فكرة ان رائحته النتنة كانت الرائحة الصحيحة |
Gönlünde yatanların ve senin alkol kokan terinin peşinden New York'a gitmek için özgür olacak. | Open Subtitles | سيكون حرا ليتبع قلبه ويتبع الرائحة النتنة لمشروباتك المسكرة |
Ama benim bunun için berbat bir egzersiz aletine ihtiyacım yok. | Open Subtitles | ولكن أنا لست بحاجة إلى أي النتنة المتمرن. |
Camları da açın, bu leş gibi koku gitsin! | Open Subtitles | و إفتحن النوافذ حتى تزلن هذه الرائحة النتنة |
O kokuşmuş toprak parçası için değmez. | Open Subtitles | هذة القطعة النتنة من الارض لا تستحق إنها من الزمن الغابر |
Artık bu kokuşmuş iş hakkında konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أتحدث أكثر من ذلك حول هذه الأعمال النتنة. |
Çünkü canavar kokuşmuş şişko kaltakları yemez! | Open Subtitles | أيّها الأحمق، لأنّ الوحوش المخيفة لا تأكل العاهرات السمينات ذات الرائحة النتنة |
Seni bu kokuşmuş İranlılardan kurtarmaya geldim | Open Subtitles | جئت أنقذكِ من خاطفيكِ الإيرانيين ذوي الرائحة النتنة |
Terli vücutlarla dolu kokuşmuş bir sınıf mı? | Open Subtitles | تلك الغرفة النتنة تفوح من الاجساد رائحة العرق ؟ |
Rosalia, bu cehennemden sağ çıkabilsem... eğer bu pis savaş beni yutmadan kurtulsam ve geri dönsem... yemin ederim benim olurdun. | Open Subtitles | أقسم يا روزاليا إذا نجوت من جحيم الحياة هذا إذا نجوت من هذه الحرب النتنة ونجحت في العودة ستكونين لي إلى الأبد |
Demin kendi kıçını yaladı. Ağzındaki pis tattan kurtulmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | لقد كان يلعق خصيتاه للتو وهو يحاول ان يبعد رائحتها النتنة عن فمه الآن |
Bundan sonra gözüm üzerinizde köşeyi döndüğünüzde dolabınızdan pis kokulu montlarınızı alırken hoplaya zıplaya öğle yemeğine giderken hepinizi izliyor olacağım özellikle de seni. | Open Subtitles | سأراقبكِ.. سأراقب كل واحد منكم.. و أنتم تنعطفون في الأزقة، و حينما تلبسون معاطفكم النتنة.. |
Asit yağmurlarının kemirdiği bir gurup hurda tankı ve cesetlerin iğrenç kokusunu? | Open Subtitles | التي تصدّأ بالمطر الحامضي. الرائحة النتنة من الجثث ملأت الهواء. |
İkiniz küstüğünüzden beri onun iğrenç ulağı oldum. | Open Subtitles | أنا خدمة ماري رسول النتنة منذ توقف لكم اثنين يتحدثون مع بعضهم البعض. حسنا، فرانك. |
Ayrıca bunu yaparken de kokan nefesimi o aptalların yüzüne hohlayacağım. | Open Subtitles | وسنقوم بفعل ذلك بالإلتصاق بهم بالإلتصاق بهؤلاء المغفلين مثل الرائحة النتنة في فمي. |
O senin sahibin, bu kulübün sahibi, bu berbat kasabanın sahibi. | Open Subtitles | يملكك .. يملك هذا النادي يمتلك هذه البلدة النتنة كاملة |
Senin hayal evin buram buram ondan kokuyor. | Open Subtitles | ذات الرائحة النتنة الموجودة في منزل أحلامك |