Bu ev yapımı fişe takılı ev yapımı bakır kablolardan 240 volt elektrik geçiyordu. | TED | وكان يسري تيار 240 فولت بتلك الاسلاك النحاسية المصنوعة باليد وعبر قابس مصنوع باليد |
Bu ucuz bir gözlük çifti bunu Venice Beach Boardwalk'ta satın aldık, biraz bakır kablo ve Home Depot ve Radio Shack'tan biraz malzeme. | TED | هذا هو زوج من النظارات الشمسية الرخيصة التي اشتريناها من ممر شاطئ فينيسيا ، وبعض الأسلاك النحاسية وبعض الاشياء من هوم ديبوت وراديو شاك. |
bakır bir stent koyduk ve bu bakır stent arteri aşındırarak kalp krizlerine neden olacaktı. | TED | سنقوم بتركيب دعامات نحاسية وهذه الدعامات النحاسية ستؤدي إلى تآكل الشرايين وتسبب نوبات قلبية. |
İnce pirinç işçiliği ve akrilik bina yüzeyini görebiliyorsunuz. | TED | ويمكنك أن ترى رسومات الصورة النحاسية بالتفصيل ، ورسمات واجهات الاكريليك. |
Metal bağlantılar kasaya ve birbirlerine temas ederse... | Open Subtitles | الأتصالات النحاسية ستلمس الصندوق وبقية الأسلاك نفسها |
Büyük olasılıkla bakır tel kullanılmıştır. Peki, neredensin? | Open Subtitles | من المحتمل إنها لنوعية الأسلاك النحاسية من أين أنت؟ |
Büyük olasılıkla bakır tel kullanılmıştır. | Open Subtitles | من المحتمل إنها لنوعية الأسلاك النحاسية من أين أنت؟ |
Tamamiyle güvenlidir. Telsiz sinyallerini engellemek için bakır telle kaplıdır. | Open Subtitles | شبكة السلك النحاسية تبقى أشارات الراديو خارجاً. |
Trafolardan bakır teller çalardım. | Open Subtitles | كنت أسرق الأسلاك النحاسية من صناديق التحويل |
Bağırsağında bulduğumuz bakır tel, bu plastik başlığın içinden geliyormuş. | Open Subtitles | الأسلاك النحاسية التي وجدناها في أمعائه كان ذلك من داخل الغطاء المطاطي |
Sekiz yüz metrelik bakır tel kayıp. | Open Subtitles | لدينا قرابة نصف ميل من الأسلاك النحاسية مفقود. |
Dokuz ton yüksek kükürtlü kömür, on üç ton basınç uygulanmış odun ve devlet damgalı elektrikli teçhizat ile donanmış otuz bakır telli arabayı yok etti. | Open Subtitles | تدمير 9 أطنان من الفحم عالي الكبريت 13طن من الخشب المعالج بالضغط و 30 عربة من الأسلاك النحاسية |
Siz, giriş paketi olan bakır paketten satın aldınız, gruptaki diğer hanımlar ise Platin Elit paket aldılar. | Open Subtitles | لقد دفعتِ ثمن الباقة الأساسية النحاسية بينما السيدات الأخريات في الحفل هم جزء من باقة النخبة البلاتينية |
En güzeli de sarhoşun tekinin gelip bakır boruyu duvardan çalmasıydı. | Open Subtitles | وقد اتئ مدمن فقط لسرقة الأنابيب النحاسية من الجدار |
Tamir ettirmeyi düşünüyordum ama kısa süreliğine bakır boru falan taktırdım. | Open Subtitles | كنت اخطط القيام ببعض التصليحات ولكن تاخرت في تصليح بعض الانابيب النحاسية |
Bu bakır teller, Kubbe'ye kök söktürecek. | Open Subtitles | كل الأسلاك النحاسية تلك ستكون كافية لتحييد عمل القبة |
bakır birikimden dolayı göz bebeği etrafında oluşan halkalar. | Open Subtitles | الحلقات تطوق القزحية بسبب الرواسب النحاسية |
tatlı bayan, bir kavanoz alın. pirinç ve gümüşten daha iyi kavanoz yoktur. | Open Subtitles | سيدتي الجميلة، إشتري وعاءً. أفضل الأوعية النحاسية أو الفضية |
Geriye bir tek pirinç düğmeli mavi ceketi olan adam kalıyor. | Open Subtitles | إذاً هذا سيترك الرجل صاحب البدلة الزرقاء . بالأزرار النحاسية |
Bu nedenle, tatilini, ülkedeki kiliseleri dolaşıp pirinç kabartma koleksiyonu yaparak değerlendiren bir piskopos karakterine büründüm. | Open Subtitles | ... لذا ارتديتُ الزيّ و تقمستُ شخصية ... أسقف يقضـي أجازته في جمع صور النقوش النحاسية من كنائس البلاد |
Metal aksamlar erimiş, tost olmuş. | Open Subtitles | الوصلات النحاسية إحترقت لقد إنتهى |
Çaydanlıklara vurdular, kap kacağa vurdular. | Open Subtitles | لقد أحدثوا رنيناً بضرب الأباريق بعضها ببعض لقد قاموا بالضرب على المقالي النحاسية |