Annem, zayıf büyük göğüslü ve tepeden aşağıya "Selam" diyen kadınları sevdiğini anlatırdı. | Open Subtitles | ماما اخبرتني أنه كان يحب النساء النحيفات صاحبات الأثداء التي تنتصب وتقول هاللو |
Moda dergilerinde, sıska ama güzel zayıf mankenlerin fotoğraflarına , baktım durdum. | Open Subtitles | لاتصفح في مجلات الازياء في صور عارضات الازياء الرشيقات، النحيفات منهن والجميلات. |
Sizin gibi zayıf sürtükler devamlı benimle alay ederdi. | Open Subtitles | السافلات النحيفات أمثالكِ تعودوا على السخرية منى دائماً |
Tonlarca zayıf ama çirkin insan tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف مئات من النساء النحيفات القبيحات |
zayıf olanlar uyuşturucu alıyor. | Open Subtitles | النحيفات يتناولن المخدرات |