"الندم" - ترجمة من عربي إلى تركي

• pişmanlık
• vicdan azabı
• pişmanlıkla
• pişmanlıklar
• Pişman
• pişmanlığı
• pişmanlığın
• pişmanlıktan
• pişmanlığını
• pişmanlığım
• üzüntü
• üzülmekten
• tövbe
• pişmanım
• pişmanlıklarla

Onlar pişmanlık beyanlarına münhasıran sözde uyuşturucuyu kendi suçlarının temeli haline getirdiler!
يُسندونَ قراراتَ تجريمهم بشكل خاص على تصريحات الندم ما يسمّى بالأعشابِ الممتازةِ

12 Babalarımız, 10 kere Yüce Meryem ve bir de pişmanlık Duası.
بأسم الحواريون ال12 نطلب الشفاعة و الندم عن الخطايا, باسم مريم العذراء

Bir milyon yıI da geçse... suçluluk ve pişmanlık duygusu...
منذ ملايين السنين وهذا الندم اللعين والشعور بالذنب وهذه الأمور

Neden kıyafetlerini giydirmeye zaman harcayarak vicdan azabı gösterdi,ama buraya attı?
لماذا يظهر الندم ، بأن يكسوها ثم يرمي بها هنا ؟

Fakat suçluluk ve pişmanlıkla kendini mahvetmemelisin.
لكن عليكِ ألا تُدمّري نفسكِ بالشعور بالذنب و الندم.

Tüm güzellikler, pişmanlıklar ve kederler hiç bir kelimeye sığmaz.
كل العذوبة و الندم و الأحزان لا يمكن وصفها

Katil herhâlde aniden paniğe kapıldı veya pişmanlık krizine girdi.
أظن أن القاتل أصابه هلع مفاجئ أو أحس ببعض الندم

Evet, bir kız seks sonrası bunu duymak ister pişmanlık.
أجل هذا ما يريد الفتيات سماعه كحديث وسادة .. الندم

Kürtaj konusunda bu kadar pişmanlık duyuyorsan, nasıl bu işlemi uyguluyorsun?
اذا كان لديك الكثير من الندم على إجهاضك كيف تقومين بهذا?

Hep pişmanlık duyduğunu öne sürdüğü bir kişi tespit edip onu affediyor.
من الواضح , أنه يعفو دائماً عن الأشخاص الذين يدعون الندم بأفكارهم

Çünkü pişmanlık hissetmemek aslında sosyopatların birkaç temel teşhislerinden biridir.
لأن عدم القدرة على إختبار الندم هو فى الحقيقة عادة يكون أحد أعراض المختلين نفسياً.

Ve aslında, bunlardan bizde ne kadar çok varsa -- bir pişmanlığa karşı ne kadar çok vasıta ve ne kadar çok hayal gücü o pişmanlık o kadar şiddetli olur.
في الحقيقة، كلما كنا قادرين على فعل أى من هذين الأمرين .. كلما كنا أكثر قدرة على التغيير وقدرة على التخيل مع إحترام الندم الذي يساورنا، كلما كان الندم حاداً وقاسياً.

Ve pişmanlık hakkında bildiğimiz çoğu şey bu alanda gerçekleşiyor.
ومعظم ما نعرفه عن الندم يأتي من هذا النطاق.

Gecenin geç saatlerinde tüm sesler karanlık düşler tarafından bastırıldığında, vicdan azabı ve dehşet onu ele geçiriyordu.
في ساعات الليل الصغيرة عندما يقيده كل صوت بذهول التخيلات فيتمكن منه الندم و الرهبة

pişmanlıkla pek işim olmaz.
اثنان وخمسون لكنني لا أقضي كثيراً من وقتي في الندم

Bence tedbirli olmak sonradan Pişman olmaktan iyidir, Baş Müfettiş.
أنا أظن بأن السلامة أفضل قبل الندم يا سيدي المفتش

Çok hızlı konuştu. Bir iki pişmanlığı olan ender bir adam.
لقد كان يتحدث بسرعة رجل مميز مع قليل جداً من الندم

pişmanlığın birinci kalıcı bileşeni temel olarak reddediş.
العنصر الأول الدائم من شعور الندم هو الإنكار.

Frank her zaman maceracıydı -- O, Norman Rockwell'in resimlerinden çıkmış gibi görünür. pişmanlıktan da hoşlanmaz.
فرانك لطالما كان مغامراً يبدو كأنه من لوحات نورمان روكويل ولايحب الندم

Bir kocanın sonsuz bağlılığını ya da bir eşin inanılmaz pişmanlığını gösterebilir.
من الممكن أن تدل على الولاء الأبدي للزوجان أو على الندم الكبير للزوجة

Duam duyulacak olursa tüm suçlarım ve pişmanlığım silinsin.
إذا تم سماع صلاتى, إذن سوف يتم مسح الذنوب و كل الندم

Şu anda hissettiğim en büyük şey üzüntü.
فى هذه اللحظة فإن أكبر إحساس يؤرقني هو الندم

Tedbirli olmak sonradan üzülmekten iyidir, değil mi?
التأكد من الأمن أفضل من الندم لاحقاً، صحيح؟

Hayatını almadan önce aşireti terk etmeye tövbe edecek misin?
قبل أن أقتلكِ ، هل تبدين الندم على ترك العشيرة؟

- Ama bizim için en önemlisi Pişman olmanız. - pişmanım.
لكن من المهم لك الندم على ما فعلت

Sen bir keresinde, pişmanlıklarla yaşamanın kolay olmadığını söylemiştin.
..أنت بنفسك قلت مرة إنه ليس من السهل العيش مع الندم