Normalde de orgazm olurken bu denli sorun yaşıyor musun? | Open Subtitles | هل هذه عادة أن يكون لديك إضطراب في النشوة الجنسية؟ |
Hem orgazm olurken hem de günlük sperm üretimi sırasında. | Open Subtitles | سواء .. في النشوة الجنسية ،أو في الإنتاج اليومي للمني |
orgazm sırasında, dopamin seviyesi zirveye ulaşır. | TED | يمكنك الحصول على النشوة مع تصاعد الدوبامين. |
Onu ekstazi için aramakla tehdit edersen sana sorun çıkarmaz. | Open Subtitles | وإذا سبّبت لكِ مشكلة، هدديها بتفتيشها بحثا عن حبوب النشوة. |
Sokakta Ecstasy satıcılarına böyle denir. | Open Subtitles | هذا مايدعون به موزع عقار النشوة في الشارع |
orgazm farkıyla ilgili bir şeyler duyuyoruz. | TED | كما أننا نسمع بشكل متزايد عن الفجوة في النشوة الجنسيّة. |
Ekranda: "3. Ölüler de orgazm olabilir." Eğer tam o noktayı bir elektrodla uyarırsanız, orgazmı tetiklemiş olursunuz. | TED | وإن قمت بتحفيز أو إثارة بواسطة شحنة كهربائية لمنطقة محددة فإنك تحصل على النشوة الجنسية |
Alabama Üniversitesi'nde, orgazm üzerine çalışan bir araştırmacıya bu konuda bir öneride bulundum. | TED | في الواقع لقد اقترحت على باحثة في جامعة ألاباما تقوم بأبحاث عن النشوة الجنسية |
Bir insan hayatı boyunca 4,000 kez orgazm olur. | Open Subtitles | متوسط النشوة التي يحصل عليها الأنسان هي 4000 مرة في حياته |
Kızlara bir partnerle seks yaptıklarında orgazm olup olmadıklarını sormaya başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت بسؤال الفتيات اذ قد حصلوا على النشوة من خلال ممارسة الحب مع شركائهم |
Globe'daki bütün kızlar orgazm sırasındaki nefes alma tekniği konusundaki eserinize hayran. | Open Subtitles | جميع الفتيات في صحيفة القلوب معجبون في عملك *التنفس أثناء النشوة الجنسية* |
Bana ekstazi ve metanfamin satan Terry Isaiah adında birinden bahsetmişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني عن مجرم أسمة تيري أسحاق يقوم بتصنيع وبيع الميثامفيتامين و حبوب النشوة الاشاعة تقول |
Ya da birisi radarı kapatıyor. Isaiah, ekstazi ve metanfamin işinde büyük bir oyuncu. | Open Subtitles | أيزياه هو لاعب كبير، انه يبيع الميثامفيتامين و حبوب النشوة |
Evet, biraz meth, ekstazi ve biraz da uyarıcı ve şu sorduğun diğer şey? | Open Subtitles | نعم بعض الميثامفيتامين و حبوب النشوة والانتشاء العالي والشيء الأخر الذي كنت تسأل عنه ؟ |
Kuzey Amerika'nın en büyük Ecstasy ithalatçısı ve dağıtıcısı olmak üzereyim. | Open Subtitles | أنا على وشك أن أصبح أكبر مستورد وموزع لعقار النشوة في أمريكا الشمالية |
"Ecstasy" olmadığı kesin. O güçlü bir afrodizyaktır. | Open Subtitles | حسنا، يمكننا أن نستثنى النشوة أعني، ذلك به به إغراء كبير |
Seks dürtüsünü öldürdüğünde, orgazmı da öldürüyorsun. | TED | وعندما تقتل الدافع الجنسي، فأنك تقتل النشوة. |
Kimse Orgazmik yaşamın kolay olduğunu söylemedi hanımlar. | Open Subtitles | لا احد قال ان حياة النشوة هي امر سهل ايتها السيدات |
Hayatımdaki en büyük zevk bana Nassau'daki teknede bahşedildi, | Open Subtitles | النشوة الأعظم في حياتِي كَانتْ منحت لي في مركب في ناسو |
Hiçbir heyecan orgazmın temel gücüne denk olamaz. | Open Subtitles | لايوجد اي اثارة قادرة على ان تكون اقوى تأثيرا من قوة النشوة |
4-5 milyon dolarlık ekstasi hapı üretmek için ne gerekiyorsa elimizde var! | Open Subtitles | لقد سرقنا كل شئ تحتاجه لتصنع 4 او 5 مليون من النشوة |
Belki de biraz mutluluk iksirine ya da romantizm ilacına ihtiyacın var. | Open Subtitles | إذن أنت ربما بحاجة إلى القليل من إكسير النشوة أو علاج الرومانسية |
Cinsel zevkin, düzgün bir kadına yasak olduğunu düşünecek şekilde yetiştirildim. | Open Subtitles | أنا اردت رؤية النشوة الجنسية كخطيئة إمرأة محترمة. |
Bu her zaman erkeklerin suçudur. Her kadın tatmin edilebilir. | Open Subtitles | أنها دائما غلطة الرجل يمكنك أن تجعل أي أمرأة تصل الى النشوة. |
Tamamdır, timsahla sex, çığlıklı orgazmlar ve bakire çığlıklı orgazmlarımız var. | Open Subtitles | حسناً لدينا , جنس مع التمساح وصرخة النشوة , وصرخة النشوة العذراء |
Ama in cin top oynayan bir yerde ekstaziyi nereden bulacaktım? | Open Subtitles | المشكلة هي ، حيث يمارس الجنس مع انا ستعمل الحصول على النشوة في منتصف لا مكان ملعون ، أليس كذلك؟ |
Klein'ın ne kadar büyülendiği ya da orgazma ulaştığı önemli değil. | Open Subtitles | أنا لا أهتم إن كان كلاين مفتون أو بلغ النشوة |
coşku yitip gitti, fikir birliğini oluşturamadık. Siyasi mücadele, kutuplaşmaya yol açtı. | TED | تلاشت النشوة ، لقد فشلنا في بناء توافق، وقاد الصراع السياسي إلى استقطاب حاد. |