Duke'un sistemimizi kullanarak söylediği ilk şey ise Eski sistemi çöktüğü için sistemimizle onunkini yeniden başlatmak istemesiydi. | TED | ما قاله دوق هو أنه يريد أن يستخدم نظامنا في إعادة تشغيل النظام القديم لديه، لأن هذا النظام القديم أبقى على التعثر. |
Eski sistemi o tasarlamıştı, ve RIPLEY'i yerine koydular. | Open Subtitles | لقد صمم النظام القديم اللذي بدلوه بنظام ريبلي |
Eski rejim destekçileri ve yeni rejim destekçileri. | Open Subtitles | أنصار النظام القديم وأنصار النظام الجديد |
Hayır, o eski sistem. Artık işe yaramıyor. | Open Subtitles | لا, ذلك هو النظام القديم, لم يعد يعمل |
İyi çalıştığını bildiğiniz yollardan biri, Portekiz'de neredeyse kimse eski sisteme dönmek istemiyor. | TED | ومن بين الطرق التي تبين نجاح هذه العملية هي أنه لا أحد في البرتغال يريد الرجوع الى النظام القديم. |
Eski düzen değişti... artık yenisi moda. | Open Subtitles | النظام القديم يتغيَّر تاركاً مكان إلى جديد |
Ama yeteneğimizi eski düzeni yok etmek için değil yerine yeni bir sosyalist düzen kurmak için göstermeliyiz. | Open Subtitles | ولكن القدرة التي لدينا أثبتت انها ليست فقط كانت قادرة على تدمير النظام القديم |
Ve benim suçum değil. Eski sistemi kapattığımız zaman bir çeşit arıza emniyeti devreye girdi. | Open Subtitles | عندما اغلقنا النظام القديم فهناك ضمان نُشط أنا مُبعد تمامًا |
Liana,Eski sistemi kullanarak geride kalanlara mesaj gönderiyor. | Open Subtitles | ليانا بإرسال رسالة إلى أي المتطرفون باستخدام النظام القديم. |
İki yıl öncesine kadar insanlık tarihindeki bütün devrimlerde bir liderlik vardı, Eski rejim düştüğünde, liderlik ve örgütü yönetimi devralırdı. | TED | في السابق وحتى السنتين الماضيتين، كان يوجد قادة لكل الثورات في التاريخ الإنساني, و عندما يسقط النظام القديم, يتولى السلطة القادة والتنظيم. |
Bu wiki devrimler öylesine hızlı bir şekilde oluyor ki bir boşluk yaratıyorlar ve halk boşluktan nefret eder. Bu boşluk istenmeyen güçler tarafından -tipik olarak Eski rejim yanlıları, aşırı gruplar veya radikaller tarafından- doldurulabilir | TED | حسناً، تلك الثورات حدثت بسرعة كبيرة و أحدثت فراغاً، و السياسة تمقت الفراغ، و بإمكان القوى البغيضة أن تملأ ذلك الفراغ، عادةً ما يملؤه النظام القديم, أو المتطرفين أو القوى الأصولية. |
Eski rejim Canary Rıhtımı'nda yok edildi. | Open Subtitles | ! -لقد انهار النظام القديم في كاناري وارف |
eski sistem adminiyle konuşmam lazım. | Open Subtitles | سأحتاج للتحدث إلى مسؤول النظام القديم |
Ya bizim eski sistem gibiyse. | Open Subtitles | ماذا أذا كانت مثل النظام القديم |
Tron, eski sistem için Alan tarafından yaratıldı. | Open Subtitles | (ترون ) كان قد أنشئ بواسطة ( ألان ) من أجل النظام القديم |
Düşündük ki yeni bir sistem kurabiliriz, ancak bu eski sisteme benzememeliydi. | TED | فكرنا أنه بإمكاننا إنشاء نظام جديد ولكن لا ينبغي أن يكون على نمط النظام القديم. |
Eski düzen bozulursa Tanrı'nın üzüleceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | وأن ذلك لن يرضي الرب إذا تم تغيير النظام القديم. |
Radikal biri gibi davranıyorsun ama yine de eski düzeni muhafaza ediyorsun. | Open Subtitles | تصرفاتك متطرفة للغاية، ومع ذلك كل ما تريده هو الحفاظ على النظام القديم |