Bayan Bodansky, sanırım devekuşu boğuluyor. | Open Subtitles | الآنسة بودانسكاي، أعتقد النعامة قَدْ يَخْنقُ. |
devekuşu yumurtası tek hücrelidir ve 10 kiloya kadar büyüyebilir. | Open Subtitles | بيضة النعامة من خلية واحدة، ويمكن أن يصل وزنها إلى 5 أرطال. |
2003'ten beri koyu turuncu devekuşu yapmıyorlar. | Open Subtitles | لم تكن قد فعلت النعامة في البرتقالي أحرقت منذ '03 |
devekuşuna binişin gibi güzelce, topa bir kere vurana kadar hiçbir yere gitmiyoruz. | Open Subtitles | لن نرحل من هنا إلّا حين تضرب الكرة بنفس براعتك في امتطاء النعامة. |
Gelirken bir devekuşunu ezmemek için direksiyonu kırınca kutular devrildi. | Open Subtitles | الصناديق قد سقطت وأنا في طريقي إلى هنا حينما اضطررت للإنحراف لتجنب النعامة |
Bu deve kuşu yumurtasını alıp tekrardan kıçına itebilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكن أن تعيدي هذه البيضة وتدفعيها في مؤخرة النعامة |
Bir devekuşu yalnız bir çitanın endişelenmiyecek kadar küçük ve zayıf olduğunu bilir. | Open Subtitles | تعلم النعامة أن الفهد وحده صغير وضعيف ليثير قلقها. |
Avustralya devekuşu ölümcül tekmesiyle, Dünya nın en hızlı hayvanıdır. | Open Subtitles | النعامة الأسترالية هي أسرع نعامة و ركلتها مميتة |
Fakat bisikletimden düşüp de açılan paketi gururla, paketleyemiyorum ve bu küçük günah yüzünden, devekuşu gibi kafamı kuma gömemem. | Open Subtitles | ولكن ، عندما يتسبب إرتفاع الطرود في سقوطها من دراجتي وأرى صدراً مفتوحاً وينكشف هذا النوع من الشر فأنا لا أستطيع أن أدفن رأسي في الرمال مثل النعامة |
Fakat bisikletimden düşüp de açıIan paketi gururla, paketleyemiyorum ve bu küçük günah yüzünden, devekuşu gibi kafamı kuma gömemem. | Open Subtitles | ولكن ، عندما يتسبب إرتفاع الطرود في سقوطها من دراجتي وأرى صدراً مفتوحاً وينكشف هذا النوع من الشر فأنا لا أستطيع أن أدفن رأسي في الرمال مثل النعامة |
Pardon, devekuşu yumurtasını nereden aldınız? | Open Subtitles | عفواً، من أين أتيت ببيضة النعامة هذه؟ |
Kaçan devekuşu bu sabah geri geldi. | Open Subtitles | النعامة التي هربت عادت إلى المزرعة أمس |
Bir devekuşu bir çitadan ağırdır ve onun üstesinden gelebilir. | Open Subtitles | تفوق النعامة بحجمها الفهد منفردا |
devekuşu ve boz ayı, hedeftirler. | Open Subtitles | الأهداف هما النعامة و الدب الرمادي |
devekuşu Uçak, devekuşu Mağara'sı geri dön. | Open Subtitles | النعامة الطائرة، عودِ لكهف النعام. |
devekuşu ya da ördekten değil gerçek tavuklardan direk size geliyor. | Open Subtitles | ليست نعامة أو "آمو"* أو أوزّة .. إنها مباشرة من الدّجاجة إليك (الآمو) طائر أسترالي يشبه النعامة) (* |
- Tanrım. devekuşuna mı çarptım? - Hayır. | Open Subtitles | يا الهي هل اصطدمت بتلك النعامة ؟ |
Ders iki, Asla bir devekuşuna göz dikme. | Open Subtitles | الدرس الثاني لا تقترب بتاتا من النعامة |
Dalga geçmiyorum ama Lady Gaga, devekuşuna benzemiyor mu? | Open Subtitles | أنا لستُ أمزح ولكن ( ليدي جاجا ) تبدو مثل النعامة أم ماذا؟ |
Üçüncü kardeş devekuşunu boğazlamaya başlıyor. | Open Subtitles | يبدأ الأخ الثالث بخنق النعامة |
Şu devekuşunu takip et! | Open Subtitles | ! أنت, إتبع تلك النعامة |
deve kuşu, kanatlarını yavrularına gölge yapmak için kullanıyor. | TED | النعامة تمد جناحيها فوق عشها لتظليل صغارها. |
Devekuşunun özgürlüğüne kavuşup yan balkonda gerçek aşkı bulmasından sonra Maeby filmin telif hakkı bedelini içeren ama vadesi çoktan geçmiş çeki aramaya devam etti. | Open Subtitles | وبعد تحرير تلك النعامة التي وجدت حبّها في النهاية، في الشرفة المجاورة عادت للبحث عن شيكها المتأخر في الحقيقة، قد وصل قبل موعده بيوم |