ويكيبيديا

    "النفوذ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • güç
        
    • kozu
        
    • nüfuzlu
        
    • nüfuz
        
    • etkisi
        
    • gücü
        
    • avantaj
        
    • kozumuz
        
    • etki
        
    • gücün
        
    • nüfuzu
        
    • baskı
        
    • nüfuza
        
    • avantaja
        
    • koz sunuyoruz
        
    Sonra da Tanrıdan aldığı tavsiyeyle havada zıplatıyor. Tam bir güç gösterisi. Open Subtitles ثم يرسل النصيحة من الرب كي يشاهد الناس تقفز فرحاً، لأجل النفوذ
    Benim kadar uzun süre güç sahibi olursan... herkes senin çocuğundur. Open Subtitles عندما تستحوذ على النفوذ لمدة طويلة مثلي فإن الجميع يصبحون صغارك
    Aradığın kozu bu adreste bulma ihtimalimiz, Everest kadar yüksek! Open Subtitles ثمّة احتمال بأن نجد وسيلة النفوذ التي تبحث عنها هنا
    Peki Clouseau'yu bu davada isteyen şu nüfuzlu kişilere ne oldu? Open Subtitles ماذا عن أصحاب النفوذ تلك الذين أرادو كلوزو في القضيه ؟
    Ancak tecrübelerime göre nüfuz elde etmek çoğunlukla sabır meselesidir. Open Subtitles ولكن النفوذ هى أمر يتطلب الصبر وهذا ما قد إكتشفته.
    Yasaların sanki boşluğu biçimlendirecek, varoluşa gebe olmasını sağlayacak bir ontolojik gücü ya da etkisi var. TED القوانين لها نوع من النفوذ والقوة الوجودية والتي يمكنها تشكيل اللاتكون في ما قبل الخليقة، والتي هي حبلى بالوجود.
    Dünyanın bir kısmında, aç gözlülük ve korkunun karışımı gücü ele geçirenlerin bunu geri vermek için gönülsüz olmaları anlamına gelir. TED في مكان ما من هذا العالم، إن مزيج الخوف والطمع عند وجوده مع الاشخاص ذوي النفوذ يصعب عليهم أن يتخلوا عنه.
    Eğer onu avantaj adına kullanmak niyetindeydiyseler bu seçeneği ellerinden aldık. Open Subtitles لو حاولوا النفوذ عليه فنحن الآن قد أبعدنا ذلك الخيار منهم
    Ama bu evlilik güç kazanmak isteyen herkes için bir tehditti. Open Subtitles لكن هذا التحالف يعد ايضا بمثابة تهديد لاي شخص ينشد النفوذ
    Belli bir katmandaki topluluğa çok fazla güç vermek tehlikeli olabilir. TED الآن قد يكون خطرا إعطاء الكثير من النفوذ لشريحة ضيقة من المجتمع
    Bir gün üniversiteden arkadaşım cinsel ilişki sırasında ilk güç gösterisi deneyimini anlattı. TED صديقة أخرى من أيام الكلية، أخبرتني عن تجاربها الأولى لدور صاحب النفوذ في العلاقة الجنسية
    Ancak bir şeyleri değiştirmek için bu güç, sadece bu önemli insanlarla sınırlı değil. TED لكن القدرة على تغيير الأشياء لا تعتمد على وجه الحصر على هؤلاء الأشخاص ذوي النفوذ.
    Tek kozu tetikçi ağının hedefindeki 12 potansiyel kurbanın listesi. Open Subtitles النفوذ الوحيد الذي يملكه هو القائمة التي تتضمن 12 هدفا محتملا من قبل شبكة القتلة المحترفين.
    Beni öyle kötü durumda görmek istiyorsa, ...bu da bana istediğim kozu verir. Open Subtitles ،إذا كان سيفعل المستحيل ليحصل عليّ فهذا سيعطيني النفوذ لأفعل ما أريده
    Marcus Aurelius'un kızı olan Lucilla nüfuzlu bir hayat sürmeye hazırlanmıştı. Open Subtitles بصفتها ابنة ماركوس أوريليوس تمت تهيئة لوسيلا لتعيش حياة من النفوذ
    Avrupa ve Amerika'dan bir çok nüfuzlu insanla tanışmak benim için bir şans olmuştur. Open Subtitles نعم أسعدني الحظ باللقاء مع عديد من أصحاب النفوذ في أوروبا و أمريكا
    Ziyadesiyle nüfuz sahibi olan müşterilerim malın ayın 28'inde Roma'da teslim edilmesini bekliyorlar yani bugünden itibaren 2 haftamız var. Open Subtitles زبائني قوم في منتهي النفوذ ويتوقعون أن يتم التسليم في روما يوم 28 بعد أسبوعين من الآن
    Roma Kilisesi'nin devletimiz üzerindeki artan gücü ve etkisi karşısında dehşete düşmüş durumdayım. Open Subtitles أنا قلق جدا من قبل زيادة النفوذ والسلطة في دولتنا من قبل كنيسة روما.
    Belki subayı ele verirler. Bize biraz avantaj sağlar. Open Subtitles ربما سينقلوبن على رئيسهم السابق ويعطونا بعض النفوذ
    kozumuz olmadan yapabileceğimiz pek bir şey yok. Open Subtitles لا يمكننا القيام بالكثير حيال ذلك دون القليل من النفوذ.
    Khruschev saldırı emrini Amerikalılar, Eisenhower'a göre Macaristan'ın Sovyet etki alanına ait olduğu düşüncesinde olduğunu anladığı an vermişti. Open Subtitles أمر خوروشوف بتنفيذ الهجوم بعد أن أعلمه الأمريكان بقدر ما كان آيزنهاور مهتمًا هنغاريا تدخل في منطقة النفوذ السوفيتي
    Paranın veya gücün geri getiremeyeceği tek şeyi aldın benden. Open Subtitles سلبتني الشيء الوحيد الذي لا يستطيع المال ولا النفوذ ردّه
    Neyse, öyle ya da böyle çok parası ve politik nüfuzu var buralarda. Open Subtitles و على أى حال لديه الكثير من المال . و النفوذ السياسى
    - Birilerinden iyilik iste, baskı yap. Open Subtitles اطلب من الذين يدينون لك بالخدمات و النفوذ
    Seni sınır dışı ettirmek için yeterince nüfuza sahibim. Open Subtitles لدي من النفوذ ما يكفي لترحيلك لسبب أقل من هذا
    Düşündüğün avantaja sahip değilsin göt herif. Open Subtitles ليس لديك النفوذ الذى تعتقدُ انك تمتلكه .أيها الأحمق
    Biz size, bir koz sunuyoruz. Open Subtitles نحن نقدّم... "النفوذ"

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد