Bu acı bir şey ama aslında bir yandan da mutlu bir şey, çünkü onları en saf halleriyle hatırlayabilirsiniz. | TED | و هذا شيء محزن، و لكنه في الحقيقة شيء جيد بشكل ما، لأنك تستطيع تذكرهم بروحهم النقية. |
Bunu kükürt, demir, manganez, azot, karbon ile yapabilirler. Bazıları dümdüz yukarı saf elektronlar kullanabilir. | TED | يقومون بهذا مع السلفا، والحديد، والمنجنيز، والنتروجين، والكربون، والبعض منها يشارك مباشرة بالإلكترونات النقية. |
Yeryüzü'nün zehirini içlerine çektiler... ..temiz kristallerle arındırdılar, öldüler ve saf kumlar oldular. | Open Subtitles | وقد امتصت السموم من على الأرض منتجتا بذلك البلورات النقية خمدت من ثم تحول إلى رمال |
Ve onlar temiz enerjinin geleceklerini güçlendirmedeki gerekliliğini biliyorlar. | TED | كما انهم يعلمون أن الطاقة النقية ضرورة لإمداد مستقبلهم. |
Piercing yaptırdığımda enfeksiyon kapmıştım. Kız, saf gümüş denememi söyledi. Öylece temizleyiverdi. | Open Subtitles | لذلك, مره اخرى عندما أُصِبتْ بالعدوى فتاة تقول جرب الفضة النقية ... |
Antik çağlarda saf metallerin kanı temizlediğine inanılırmış. | Open Subtitles | يعتقد القدماء أن المعادن النقية تقوم بتصفية الدم |
Dis'in Lanetlileri, saf ruh Beatrice ile nişanlanan Lordunuz Şeytan için sevinin. | Open Subtitles | يا ملعوني مدينة ديس إبتهجوا من أجل مولاكم لوسيفير سيعقد قرانه على الروح النقية,بياتريس |
saf enerjiden yarış pisti maddeleştirdim, yüzlerce insanı kurtardım ama üzgünsün. | Open Subtitles | لقد ابتكرت مضمار سباق من الطاقة النقية منقذاً المئات من الناس ولكنك متضايق |
Cerrahlık saf yetenek gerektirdiğinden en zor uzmanlıklardan biri. | Open Subtitles | ليس على الأطلاق . الجراحة من أصعب التخصصات من حيث المهارة النقية |
Bir vampire damardan saf gümüş enjekte etmek her halükarda işe yarar. | Open Subtitles | إن الفضة النقية التي تجري في أوردة مصاص دماء، لا تزال فضية نقية تجري في عروقه. |
Lakin bu saf yanın mahvolmana neden olabilir. | Open Subtitles | لكن تلك الطيبة النقية من الممكن أن تعرقلك |
2 terajullük saf enerjiden oluşan bir ışık huzmesi. | Open Subtitles | شعاع من.. الطاقة النقية مقدارها 2 تيرا جولز |
Madde belki alkollü olabilir... ama saf potasyum permanganat sadece zehirli. | Open Subtitles | المخدر قد يكون سامًا لكن "برمنجنات البوتاسيوم" النقية سامة بلا شك |
Onlar sadece kalp uyku kuyunun saf söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون ذوي القلوب النقية فقط من ينامون بشكل جيد. |
saf elektrik enerjisinin insan vücudunda dolaşan biyolojik türe dönüşümü. | Open Subtitles | تحويل الطاقة الكهربائية النقية إلى تنوع بيولوجي الذي يتدفق عبر الجسم البشري. |
Yarım mil boyunca uzanan saf ilkel kaya. | Open Subtitles | تبعد ميلاً للأعلى،من الصخور البدائية النقية |
Gelişmekte olan ülkelerde temiz sudan daha mühim bir şey var mı? | Open Subtitles | ها هناك شئ أهم من المياه النقية في البلدان النامية ؟ |
Patterson ve ekibi en zorlu koşullarda bile temiz odanın o tertemiz ortamının benzerini yaratmak için çalıştı. | Open Subtitles | في أكثر الضروف خطورة عمل باترسون وفريقه في إنتاج نموذج مطابق للبيئة النقية في الغرفة النظيفة |
Sadece kalbi temiz olanların kullanabileceği bir silah. | Open Subtitles | إنّه سلاح لا يمكن تشغيله إلا بواسطة أصحاب القلوب النقية. |
Ne yazık ki bu el değmemiş cilt onu ideal bir donör adayı yapıyor. | Open Subtitles | لسوء الحظ تلك البشرة النقية تجعلها متبرعا مثاليا |