Böylesine saf, narin, meleklere özgü bir ruh için yaratabileceğim işkenceleri düşün. | Open Subtitles | أفكّر في العذاب الذي يمكنني جعله لمثل هذه الروح النقيّة و الحسّاسة |
Belki de saf kimliklere bağlı kalmak bir gelişmemişlik göstergesidir ve etnik, ulusal ve dini gelenekler de size iyi gelmiyordur. | TED | ربما يُعد التمسك بالهويات النقيّة علامةً على عدم النضج والعرقيّة والقومية والتقاليد الدينية هي أمور سيئة بالنسبة لك. |
Saatin muhafazası içindeki kalıntıyı test ettim. saf kristal koka yaprağı. | Open Subtitles | فحصتُ البقايا من داخل غلاف الساعة قلويدات التروبان الكرستاليّة النقيّة |
Gel, Kevin. Temiz ruhunu kirletmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | تعال, كيفين, لا أريد لهذا أن يقوم بتعفين روحك النقيّة |
Güç kaynakları bile online çalışıyor. Bir hafta geçmeden Temiz su kalmaz. | Open Subtitles | حتى إدارة الماء والكهرباء تعمل على الانترنت، وفي أقل من أسبوع، المياه النقيّة ستختفي. |
Bir çocuğun yüzünde olsa bu dünyadaki tüm güzel ve saf şeyleri anımsatır. | Open Subtitles | الإبتسامة على محيا طفلٍ تُذكّرنا بالخير والبراءة النقيّة في هذا العالم. |
O kum; en saf, değiştirilemez anılarınızı simgeliyor. Onları avucumda toplayıp çıkarıyorum diyebiliriz. | Open Subtitles | محتوى الأغوار هو ذاكرتكما النقيّة والذكريات الثابتة، وإنّي ببساطة سأجرفنّهم. |
Beni kurtaracak kadar saf olan da sendin. | Open Subtitles | وأنتِ الوحيدة النقيّة بما يكفي لإنقاذي. |
Temiz kalplilerce... | Open Subtitles | إلّا أصحاب القلوب النقيّة |
Temiz kalplilerce... | Open Subtitles | إلّا أصحاب القلوب النقيّة |