Buzul Ruhlar Festivali'nin kış gündönümünde bitmesinin bir sebebi var. | Open Subtitles | ثمة مغزى لانتهاء مهرجان أرواح النهر الجليدي في الانقلاب الشتوي |
Bir Buzul kartpostalı alacağım ve nineme göndereceğim. | Open Subtitles | سأبتاع بطاقة بريدية تحمل صورة النهر الجليدي وسأرسلها لجدتي |
- Anladım. Bu Buzul hep hareket halindedir, o yüzden dikkatli olmalıyız. | Open Subtitles | النهر الجليدي دائم التحرك فيجب علينا الحذر |
Buzulda tek başına ilerlemek çok tehlikelidir; çünkü yüzeyde karın kapattığı yarıklar olabilir. | Open Subtitles | عبور النهر الجليدي خطير للغاية بمفردك لأنه توجد صدوع بالثلج مغطاة بالجليد |
Söylentiye göre Titanic'i batıran aysberg bu buzuldan kopup oraya gitmiştir. | Open Subtitles | هو مشاع أن هذا النهر الجليدي هو الّذي مَدَّ جبل الجليد الذي اغرق تايتانيك. |
Diğer yandan orada görünen Buzul binlerce yılı aşkın bir süreçte bambaşka bir yolla oluşmuştu. | Open Subtitles | قد تشكّلت هذا العام ولكن ذلك النهر الجليدي المتجمّد في الأعلى تشكّل قبل آلاف السنين بطريقة مختلفة تماماً |
Başladığımızda Buzul buralarda bir yerdeydi. | Open Subtitles | أعتقد ، عندما بدأنا العمل، النهر الجليدي تقريبا كان هنا، |
Babanızın inceleme gezisine çıkmadan önce memleketimdeki Buzul Ruhlar Festivali'nde gerçekten eğleneceğiz. | Open Subtitles | قبل ذهابنا الى الرحلة الدراسية لوالدك سنجرب بعض المتعة الحقيقة في مدينتي في مهرجان أرواح النهر الجليدي |
İşte o zaman bu Buzul bölümü fikri filmin açıIışı oldu. | Open Subtitles | ذلك عندما وقع الإختيار على النهر الجليدي أصبحت الإفتتاحية للفيلم |
Buzul öylesine devasa bir buz kütlesidir ki, ilk bakışta tıpkı gökyüzündeki katmanlar gibi sabit ve değişmez gibi görünüyor. | Open Subtitles | ذلك النهر الجليدي الذي يبدو ككتلة ضخمة من الثلج يبدو من النظرة الأولى وكأنه حلقات في السماء، والتي تبدو ثابتة وغير متغيرة |
Buzul Ruhlar Festivali'ni hep sevmişimdir. | Open Subtitles | لطالما أحببت مهرجان أرواح النهر الجليدي |
Grönland'daki bir başka Buzul da, kuzey yarımküredeki tüm buzullardan daha fazla oranda okyanuslara buz akıtan Ilulissat Buzulu. | TED | يوجد نهر جليدي واحد في الجرين لاند الذي يضع جليدا إضافيا في المحيط العالمي أكثر من كل الأنهار الجليدية الأخرى من مجموع نصف الكرة الشمالي : النهر الجليدي اليسيات . |
Yürü, gel hadi! Hildur'ın Buzul Otel'i. Hükümetin izni olmadan devam edemez. | Open Subtitles | "فندق النهر الجليدي) الخاص بــ(هيلدر))، لا يمكنها البدء في بناءه دون إذن من الحكومة" |
Charlie'nin Buzul Oteli'ne verilecek izni reddecek olduğu ve bu sebeple onu öldürdüğüne dair bir teorisi var. | Open Subtitles | لديها فرضية أن (تشارلي) كان (سيحرمكِ من تصريح بناء (فندق النهر الجليدي لذا قُمتِ بتدبير مقتله |
Valiyi, Şerifi ve çok kârlı bir Buzul Otel'i içeren bir komplo mu yoksa ilaçlarını almayıp bir yabancının evinde psikotik atak geçiren zavallı bir piç mi? | Open Subtitles | مؤامرة بين الحاكمة والشريف من أجل (فندق النهر الجليدي) المربح أم شخص ما حقير فقير لم يتناول دوائه مما أدى إلى واقعة ذهانية في منزل أحد الغرباء |
Buzul hareket ediyor. | Open Subtitles | إنه النهر الجليدي وهو يتحرك |
Çok karanlık ve karlıydı. Tekrar Buzulda olduğumu düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد أنه قار أسود و ثلج و اعتقد أني مرة أخرى على النهر الجليدي |
Buzulda tek başıma ilerliyordum. | Open Subtitles | بدأت الذهاب أسفل النهر الجليدي بمفردي |
Onlar benim buzuldan kurtuluş yolumdu. | Open Subtitles | كانت خط العمر لي عبر النهر الجليدي |