- Bu tarz şeylere eğilimim varmış. - Siktir oradan. | Open Subtitles | ـ لدىّ خبرة بشأن تلك النوعية من الأمور ـ تباً |
Bu tarz bir dönüşüm seçimlerde mümkün. | TED | هذه النقلة النوعية من الممكن أن تحدث في عملية التصويت. |
Bu tarz problemleri önlemek için eğlence amaçlı tekneciliği ve aktif balina gözetimi yoğunluğunu düzenlemek gerekebilir. | TED | ويجب علينا ان ننظم كثافة حركة القوارب السياحية التي تهدف لمشاهدة الحيتان لكي نتجنب هذه النوعية من المشاكل |
Şu anda bu tip hastaları çok genel yöntemlerle tedavi ediyoruz. | TED | نحن نتعامل مع تلك النوعية من المرضى بشكل جاف وفي هذه اللحظة من الزمان |
Hem, bu tip yerlerde böyle hikayeler anlatılır, değil mi? | Open Subtitles | بالاضافة الى هذه النوعية من القصص التي تقولها في اماكن كهذه |
Adam da evine gelip, onun, o tür bir kadın olmadığını anlamıştır. | Open Subtitles | ربما أتى الى المنزل رأى بأن كوريتا ليست بتلك النوعية من النساء |
Bu tür bir bilgi ağaçta yetişmiyor. | Open Subtitles | حسنا , تلك النوعية من المعلومات لا تقع من علي الأشجار |
O tarz adamları bilirsin. O, işiyle evli. | Open Subtitles | انتِ تعرفين هذه النوعية من الرؤساء انه متزوج لوظيفته |
O tarz adamları bilirsin. O, işiyle evli. | Open Subtitles | انتِ تعرفين هذه النوعية من الرؤساء انه متزوج لوظيفته |
Bu tarz bir konuşmada, olayı ele almanın birçok yolu var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الطرق لإيجاد مدخل لهذه النوعية من الاحاديث |
O tarz tavan materyali neredeyse 20-30 yıldır kullanılmıyor. | Open Subtitles | هذه النوعية من المواد لم يتم استخدامها منذ 20 او 30 عام |
Bu tarz bir teklif... ben Oppa'nın arzusunu istiyorum. | Open Subtitles | لا احب هذه النوعية من طلب الزواج اريد فقط وفاءك |
Bu tarz filmleri pek sevmiyorum. | Open Subtitles | فقط لا تعجبني هذه النوعية من الأفلام كثيراً |
Ben de, o tip kızlarla çıkan bir erkek değilimdir. | Open Subtitles | حسناً، أنا لست نوعية الفتية التي تواعد تلك النوعية من الفتيات |
Olay şu ki bu tip işitsel bir olgu ultrasonik ölçülere çıkarıldığında ölümcül olabilir. | Open Subtitles | كما تريان، مع هذه النوعية من الظاهرة السمعيّة المبالغة في رفع صوتها، قد يكون قاتلاً |
Bu tip saldırganları daha önce de gördüm, artık tatmin edici olmayıncaya kadar devam edip duracak ve o noktada öfkesinin gerçek nedeninin peşine düşmeye mecbur olacak. | Open Subtitles | لقد رأيت تلك النوعية من قبل سيستمر الامر حتى لا يعود مرضيا و فى تلك النقطى سوف يجبر على السعى خلف |
Bu tip kişiler, her zaman, daha küçüklerin kıskançlıklarına maruz kalırlar. | Open Subtitles | هذه النوعية من الرجال دوماً ما تجتذب حسد الوضيعين |
Bu tür bir ödül için, evrendeki her şerefsiz katil şanslarını denemek için buraya yönelecektir. | Open Subtitles | لهذه النوعية من المكافأة كل قاتل دنيء في الكون سوف ياتي لنيل تلك الفرصة |
Sen o tür bir büyücü müsün? | Open Subtitles | هل أنت من هذه النوعية من السحرة ؟ |
- O tür bir kız, değil mi? - Sadede geldiği şey. | Open Subtitles | هي من هذه النوعية من الفتيات إذاً؟ |