Sen bana iyi niyet göstergesi olarak o gemideki ailelerin yarısını verirsin ben de sana füzeni veririm. | Open Subtitles | أنت قم بإعطائي نصف العائلات الذين على السفينه كعلامه على حُسن النيه وسوف تحصل على قاربي |
Suç davalarında niyet her daim bir sorun olmuştur. | Open Subtitles | النيه دائما ماتكون معضله في القضايا الاجراميه |
İyi niyet çerçevesinde yapacağımız müzakerelere devam etmeme bu yüzden izin verdi. | Open Subtitles | الإذن بالتفاوض إظهارا لحسن النيه |
Eğer tanınmış biri değilsem o zaman avukatlarımın kusuru kanıtlaması gerekiyor, kötü niyeti değil. | Open Subtitles | إذا لم أكن شخصية عامة سيتوجب على المحامين اثبات الإهمال ،وليس سوء النيه لقد كنت اقراء القانون |
Norton'un sessizce gitmeye hiç niyeti yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدى نورتون النيه ليرحل فى هدوء |
Lieb uçuşu iptal etmeyeceğini söylediğinde o uçakta kalmak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | عندما رفض ليب الغاء السفريه لم تكن لدى النيه بالبقاء فى الطائره |
Bilirsin işte iyi niyet Halden anlıyorum. | Open Subtitles | لحسن النيه والتعاطف |
Basit bir niyet durumu. | Open Subtitles | انه امر بسيط حول النيه. |
Oğlunu vermeye niyeti olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | هو ليس لديه النيه لإرجاع ابنك |
niyeti kanıtlamamız gerekir. | Open Subtitles | هذا عن النيه |
Duke hıyarın teki ve onun işlettiği bir yere daha fazla para kazandırmaya niyetim yok. | Open Subtitles | دوك أحمق , وليس لدي النيه لزيادة ربحه و ازدهار عمله |
Öyle bir niyetim de yok! | Open Subtitles | ليس لدى النيه اصلا |