Bu hüzünlü dünyada, geceleyin hareketlenen bu kentin masumca nefes alışına kulak verin. | Open Subtitles | إلى النَفَس الأبيض لهذه المدينة الليلية في هذا العالم الحزين جداً |
Yüzme havuzları vardı ve suyun altında nefes tutmaca oynardık. | Open Subtitles | كان لديهم بركة سباحة.. وكنا نلعب لعبة المحافظة على النَفَس تحت الماء. |
nefes darlığı ve nefes alırken keskin bir acı. | Open Subtitles | ضيقٌ في النَفَس وألمٌ حادٌ مع الشهيق |
Çünkü kılıç kınını yıpratır ve ruh da göğsünü insanın ve ara vermesi gerekir kalbin nefes almaya bir süre." | Open Subtitles | "للسيف الذي يبلي غمده" و للروح تغادر خارج الصدر" "و القلب يجب أن يحبس النَفَس" |
- nefes nefese kalmıştı ve sinirliydi. | Open Subtitles | كان منقطع النَفَس , غاضب... |
nefes. | Open Subtitles | النَفَس ؟ |