Kayıtlara göre bir krem, vampirlerin kan emip, Gündüz güneşlenmelerini sağlıyormuş. | Open Subtitles | طبقا للسجلات، دواء يمكن مصاصي الدماء من امتصاص الدمّ في وضح النهار في وضح النّهار. |
Polis Gündüz gözüne etrafta dolaşan birini arıyor. | Open Subtitles | الشرطة تَبْحثُ عن شخص ما تَتجوّلُ حول الحيِّ في وضح النّهار |
Bir vampiri Gündüz kurtarmayı düşünüyorsan zekanı gerçekten abartmışım demektir. | Open Subtitles | إذا كنت تخططين عتق مصاص دماء وضح النّهار فلقد بالغت حقاً في تقييم ذكاءكِ خذي اليوم وفكّري ملياً |
Neden herkes gün ışığında bu kadar korkuyor? | Open Subtitles | ما الذي يجعل كل شخص خائف في وضح النّهار ؟ |
Nasıl oluyor da gün ışığında yürüyebiliyorsun? | Open Subtitles | أخبرني كيف يمكنك أن تمشي في وضح النّهار ؟ |
Bu biraz garip biliyor musun Gündüz vakti asla ortalıkta olmuyorsun, doğru mu? | Open Subtitles | تعلم ما المضحك أنّك لا تظهر هنا في وضح النّهار , أليس كذلك ؟ |
# Gündüz rengarenkti, büyüleyici gece geldi. # | Open Subtitles | "كان النّهار بهيجًا و ها قد حلّ اللّيل المبهر" |
# Gündüz rengarenkti, büyüleyici gece geldi. # | Open Subtitles | "كان النّهار بهيجًا و ها قد حلّ اللّيل المبهر" |
Buraya Gündüz uğra. Gece değil. | Open Subtitles | تعالي في النّهار الى هنا ...لا تأتي إلى |
Gündüz güzel uyuyabilmek için, Randy ile, gece iyi iş çıkarmaya karar verdik. | Open Subtitles | لذا لنحرص على نوم هانئ في النّهار (قرّرت أنا و (راندي أنّ نعمل جيّداُ في المساء |
Her zamanki gibi Gündüz yapın. | Open Subtitles | سنستخدم ضوء النّهار كالعادة |
Gündüz vakti kaçırılmış. | Open Subtitles | هي أُخذت في وضح النّهار |
Richard, Gündüz vakti uyuyor olmalıydık. | Open Subtitles | يا (ريتشارد) , نحن في وضح النّهار من المفترض أن نكون نائمين |
Sophie, bu Luis, Gündüz garsonu. | Open Subtitles | -يا (صـوفي)، هذا (لـويس)، نادل النّهار |
Yani gün ışığında saldıran bir öcüden daha korkunç ne vardır ki? | Open Subtitles | أقصد، مالأكثرُ إخافةً من بُعبع يقتل بوضح النّهار ؟ |
Bunu gün ışığında yapmak istemezsin. | Open Subtitles | لا تعملي هذا في وضح النّهار. |