ويكيبيديا

    "الهائل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • muazzam
        
    • büyük
        
    • devasa
        
    • Dev
        
    • kocaman
        
    • kadar
        
    • Mega
        
    • bucaksız
        
    • salgın
        
    • muhteşem
        
    • büyüklükteki
        
    Evet, muazzam karışıklığın içinde açık seçik olan bir şey var: Open Subtitles أجل, ففي ظل هذا الإرتباك الهائل لا يتضح إلا شيء واحد
    Sahra-altı Afrikadaki muazzam ayrılığı görmek ilgi çekicidir. TED إنه من المثير أن ترى هذا التنوع الهائل داخل أفريقيا الجنوبية للصحارى.
    Tangka'nın sahip olduğu büyük güç, üzerinde bulunan paha biçilmez mücevherleri gölgede bırakıyor. Open Subtitles الجواهر التى لاتقدر بثمن فى التانجا صغرت من حجم الطاقة الهائل التى تحتويها
    Böylece büyük miktardaki tüm bu veriler bilgisayara gönderilir, ve bilgisayar iki iş yapar. TED بحيث يتم تغذية كل هذا الكم الهائل من المعلومات في الكمبيوتر، ويمكن للكمبيوتر القيام بأمرين.
    Evet Three Gorges Dam'e üç yolculuk yaptim, yeryuzunuz devasa donusumune baktim. TED وقد ذهبت ثلاث مرات إلى سد الممرات الثلاث وشاهدت التحول الهائل للمنظر
    Mevcut toplulukları çok zorlayan Dev bir büyümeyle ve yeni iş modellerinin yükseliişiyle baş ettiler. TED لقد تعاملوا مع النمو الهائل الذي طغى على المجتمعات القائمة وظهور نماذج أعمال جديدة.
    Biliyorsun, tepemde kocaman balon vardı. Yapılmış en büyük paraşüt, neden kullanmayayım? TED لدي, كما تعرف, هذا المنطاد الهائل أعلى مني, و هو أكبر مظلة هبوط ممكنة, فلم لا أستخدمه؟
    Yeni sinir hücreciklerini belirten kara noktaların muazzam artışını görüyorsunuz. TED و تلاحظون الارتفاع الهائل للنقاط السوداء التي تمثل الخلايا العصبية الجديدة التي ستتكون
    Ve sonunda aydınlandım: silah şiddetini bitirme hayali olan bizim gibi insanlar için ne muazzam bir ilham. TED وفي نهاية المطاف، إتضح لي، هذا الإلهام الهائل بالنسبة لنا من يرغبون في إنهاء عنف الأسلحة النارية.
    Bütün yoldaş dostlarımdan gelen muazzam destekle beraber, geç de olsa, eskiden olduğu şekilde bir uyarı olmadığını fark ettim. TED و في الحقيقة مؤخرا و مع الكم الهائل من الداعمين من كل تلك الرحلة لاحظت أنه صار غير مهم كما كان
    Bu yıldızların muazzam kütlesi bütün yıldızları gökadanın içinde dairesel yörüngelerde tutar. TED وهذا الكم الهائل من الكتلة لكل هذه النجوم يبقي النجوم في مدار دائري في المجرة.
    Fakat tuvalin muazzam boyutunun bu hissin etkisini yok etmesini beklerken boyutu sadece sergilenen neredeyse gerçek boyutlu vahşeti vurguluyor. TED وبينما تتوقع أن حجم اللوحة الهائل سيلغي هذا الشعور، فإن نطاقها يُبرز فقط الحجم المقارب للطبيعي للأعمال الوحشية
    Ebola'dan kurtulanlar için bir diğer büyük zorluk ise yeterli sağlık hizmetine erişmek. TED التحدي الآخر الهائل للناجين من إيبولا هو حصول على الرعاية الصحية الكافية.
    Bu proteini bloke etmek için bütün bu testleri uyguladık ve yansıda görebileceğiniz bu büyük değişimi gözlemledik. TED فأجرينا كل هذه الإختبارات لتثبيط هذا البروتين .و رأينا هذا التحول الهائل
    Bu değişimi hızlandıran etkense 12 Ocak 2010'da Haiti'yi vuran büyük deprem oldu. TED حفاز هذا التغير كان الزلزال الهائل الذي ضرب هاييتي في ال12 من يناير 2010.
    Bugün O'Cyris 4 gezegenine bu kumtaşından devasa kütleyi teslimata gidiyorsunuz. Open Subtitles اليوم سوف تذهبون إلى كوكب أوزوريس الرابع لتسليم هذا الحجر الهائل
    Bu portrede, o sadece oturdu ve devasa, masif Nijer kaftanının statüsünü bildirmesine müsaade etti. TED في هذا البورتريه، يجلس ببساطة ويسمح للقفطان النيجيري الهائل الضخم ليشير إلى حالته.
    Bizler 10 yıllık bir dijitale dönülştürme programı kuruyoruz. Amacımız: bu uçsuz bucaksız arşivi devasa bir bilgi sistemine dönüştürebilmek. TED ونحن بإعداد برنامج رقمنة 10 سنوات حيث يهدف الي تحويل هذا الأرشيف الهائل الي نظام معلومات عملاق.
    Hatta böyle Dev bir ordunun nasıl böyle çekileceğini de bilemezdik Open Subtitles لم نعلم حتى أننا أصبحنا فى طىّ النسيان فى هَرَج ومَرَج انسحاب الجيش الهائل
    ...muazzam sürükleniş altında kütle bükülüyor ve kocaman parçalar şiddetle sürükleniyor. Open Subtitles تنشبك الكتلة تحت وطأة الدفع الهائل وتنضغط عاليًا حواجزَ عملاقة.
    Ama bu kadar fazla bilgiyi bir kişinin tek başına anlamlandırması mümkün değildi. TED لكن لا يستطيع مستخدم واحد أن يحدث تأثيراً بهذا الكم الهائل من المعلومات.
    Bazıları Buford Abby'deki Mega market'e iltica etmeye başlamış. Open Subtitles كثيراً جداً يعيبو بالسوق الهائل الكبير , بدير بوفورد
    Sizler, salgın ekibi ve laboratuarı bu tartışmaların sonucusunuz. Open Subtitles أنتم، فريق ردع الحريق الهائل والمختبر كنتم نتيجة تلك المناقشة
    PV: Bu kişisel hikâyeleri, istatistikçiler ve bilim adamlarının muhteşem araştırmalarıyla eşleştiriyor. TED بريا: ويرتب هذه القصص الشخصية لغاية البحث الهائل الخاص بالإحصائيين والعلماء.
    Bu büyüklükteki bir iş, dikkatli plânlama gerektiriyordu. Open Subtitles لقد أستوجب التخلص من هذا العدد الهائل خطة محكمة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد