Anlamsız hediyeler verip alma eğilimine zorunlu olduğumuz üzerine kurulu bir düşünce. | Open Subtitles | فكرة أننا مجبرون بموجب العُرف على تبادل الهدايا التي لا معنى لها |
Gönderdiği bütün hediyeler arasında bu, bugüne kadar aldıklarımızın en büyüğü. | Open Subtitles | أتعلم، من بين كل الهدايا التي أرسلها هذه أعظم هدية استلمتها |
Ve ona tuttuğunuz daire. Ve aldığınız hediyeler! | Open Subtitles | الشقة التي حجزتها له الهدايا التي قمت بتقديمها له |
Sen henüz Vival, Renu ve diğerlerinin verdiği hediyeleri açmadın. | Open Subtitles | أنت لم تفتح الهدايا التي أرسلت عبر فيمال، ورينو والآخرين؟ |
Size aldığım hediyeleri görene kadar bekleyin. | Open Subtitles | إنتظروا حتي تروا الهدايا التي أشتريتها لكم , كنت ذاهبة و لكنى |
Beni çalıştıran hediyelere bayılırım. | Open Subtitles | أحب الهدايا التي تجعلك تقوم بالمزيد من العـمل |
Bugüne dek aldığım en düşünceli hediyelerden. | Open Subtitles | هذه إحدى أجمل الهدايا التي تلقيتها أبداً |
Baba, bunlar sana son altı yıldır verdiğim hediyeler. | Open Subtitles | أبي هذه كل الهدايا التي أعطيتها لك لستة أعوام ماضية |
Her yıl aldığın o hediyeler senin beni tanıdığını hissettirdi. | Open Subtitles | أتعلم , تلك الهدايا التي جلبتها لي كل سنة تجعلني أشعر أنك فعلاً عرفتني |
Barbara'ya güzel bir hediye almak istiyorum gerçekten. Erkek arkadaşların sana nasıl hediyeler alıyorlar Meg? | Open Subtitles | أود أن أهدي باربرة هدية لطيفة مانوع الهدايا التي تصلك من الأولاد يا ميج؟ |
Son 4 yıl içinde babalar günü için aldığım hediyeler. | Open Subtitles | هذه جميع الهدايا التي حصلتُ عليها في عيد الأب |
Peki şimdi bize getirebileceğiniz hediyeler nelerdir? | Open Subtitles | الآن, ما هي الهدايا التي لديك لتجلبها لنا؟ |
Kaptan ambardan ıvır zıvırımı getirirken bakayım bana nasıl hediyeler getirmişsiniz. | Open Subtitles | الآن، لنرى الهدايا التي جلبتماها لي حتى يجلب القبطان أشيائنا من العنبر |
İşe yaramadığında, ...sana almadığım hediyeleri düşündüm. | Open Subtitles | وعندما لم ينجح ذلك، فكّرت في كل الهدايا التي لم أشترها لك. |
Bana verdiğiniz bu hediyeleri geri vermek, bana büyük bir üzüntü ve acı veriyor ama ne yazık ki onlar o kadar güzeller ki ben onlara sahip olacak kadar değerli değilim. | Open Subtitles | أحزن وأتألم لإعاده الهدايا التي منحتني إياها إنها جميله للغايه لكنني لا استحقها للأسف |
Doğum gününe ihtiyacım yok. Çünkü ihtiyacım olan tüm hediyeleri kendim alırım. | Open Subtitles | أنا لا أحتاج إلى حفلة عيد ميلاد أنا أشتري لنفسي جميع الهدايا التي أريد |
Onun aldığı hediyeleri, planladıkları tatilleri... | Open Subtitles | الهدايا التي يعطها إياها والرحلات التي يخططان لها |
Daha önceki hediyelere baktığımda hayatımın şu anında verilen hediyenin en değerli hediye olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ومقارنة بكل الهدايا التي تلقيتها من قبل كانت هذه أثمنها على الإطلاق |
İnsanlara değer verdiğini göstermenin bir yolu da onlara verdiğimiz hediyelere hayal gücüyle yaklaşmalarını sağlamak. | Open Subtitles | القصد هو أن إحدى الطرق التي نظهر فيها إهتمامنا بالأشخاص هو طرح فكرة و خيال في الهدايا التي نقدمها لهم |
Bana verdiği ilk hediyelerden biridir. | Open Subtitles | كانت واحدة من أولى الهدايا التي أهداني إياها |
Yalnızca av partilerinden değil Savunma Bakanı'nın aldığı hediyelerden de bahsedeceksin. | Open Subtitles | قولي لهم نريد تغطية الهدايا التي استلمها الوزير خلال الرحلة |