İyi akşamlar bayan. sallanan sandalyemi almaya geldim. | Open Subtitles | مساء الخير يا سيدتي لقد أتيت من اجل الكرسي الهزاز |
Taj, uzun süre önce öğrendim ki, üzüntü sallanan bir sandalye gibidir. | Open Subtitles | تاج، لقد تعلمت منذ وقت طويل أن القلق كالكرسى الهزاز |
Neredeyse bu odadan hiç çıkmıyor... bu sallanan sandalyede oturup ağlıyordu. | Open Subtitles | كانت هي في تلك الغرفة معظم الوقت تبكي تجلس على ذلك الكرسي الهزاز |
Çünkü beni Vibratör gibi boşaltabilen bir adamla henüz tanışamadım. | Open Subtitles | لم أقابل رجلاً أبداً جعلنى أشعر بالإثارة مثل هذا الهزاز |
- Ya da yemekte "Vibratör" sözcüğünü. | Open Subtitles | لا اظن انه يفترض بك ان تقولي عضوي الإصطناعي الهزاز" خلال العشاء" |
Kız kardeşinin telefonunu, dediğim gibi, titreşime aldın mı? | Open Subtitles | هل وضعت تلقون أختك على وضع الهزاز كما أخبرتك ؟ |
vibratörü gövdesinden tutuyorum ve yavaştan taşaklara doğru sürtüyorum. | Open Subtitles | لا.. أحمل الهزاز بتجاه قضيبي و بهدوء أقوم بجعله يلتف |
Hani belki de, telefonunu "titreşim"de bırakmışsındır. | Open Subtitles | مع بعض الحظ ربما تركته على الهزاز |
Merhaba, verandadaki sallanan sandalyeyle ilgili bir hikaye var mı acaba? | Open Subtitles | مرحباً كنت أتسائل إذا كانت هناك قصة وراء هذا الكرسي الهزاز على الشرفة |
sallanan sandalyemizi nasıl aldığımızın hikayesi böyle işte. | Open Subtitles | و هذه هي قصة كيف حصلنا على الكرسي الهزاز |
Muhtemelen, sallanan koltuğunda oturmuş, limonatasını yudumluyordur | Open Subtitles | لربما يكون جالسا على كرسيه الهزاز و يرتشف الليمونادا |
Annesinin, burada sallanan bir sandalyede oturmadığına memnun oldum. | Open Subtitles | أنا فقط مسرورة بأن امه ليست معه تجلس على كرسيها الهزاز هُنا |
Declan'ın odası bir güzel boyarız, halıları buharlı yıkamaya veririz büyükannemin sallanan sandalyesini çatıdan indiririz. | Open Subtitles | غرفة ديكلان طلاء جديد وتنظيف السجاد بالبخار وان احضر كرسي جدتي الهزاز من العلييه |
Artık onları görebilirsin: "sallanan sandalyesinde döküldü gitti. Bir yabacıya asla güvenemezsin." | Open Subtitles | يمكنك ان ترى الحقيقة الآن وانت على كرسيك الهزاز |
Ve eğer Bay Doğru'yu bulamazsan Bay Vibratör'ü al. | Open Subtitles | وإذا لم تتمكن من العثور على السيد الحق، و - الحصول على السيد الهزاز. |
"Hayır, hemen gidip Vibratör almayacağım herhalde." | Open Subtitles | "لا لا أنا لن أقوم بشراء الهزاز في الحال" |
Tabii Vibratör sayılmıyorsa. | Open Subtitles | إذا لم نحسب الجهاز الهزاز تقصد القضيب الاصطناعي - |
Bay Mizumaki, dün... anneniz bana bir Vibratör verdi. | Open Subtitles | (البارحة السيد (ميزوماكي أمكِ أعطتني الهزاز |
Söylediğin gibi ablanın cep telefonunu titreşime koydun mu? | Open Subtitles | هل وضعت تلقون أختك على وضع الهزاز كما أخبرتك ؟ |
Herkes lütfen... telefonlarınızı titreşime alınız, sohbeti minimumda tutunuz, ve sihri tekrar yaşamak için hazır olun sadece. | Open Subtitles | الجميع رجاءً ضعوا هواتفك على الهزاز, و أخفضوا أصوات محادثتكم و أستعدوا لتروا السحر |
Karımın eski vibratörü gibi ses çıkarıyor. | Open Subtitles | يشبه القضيب الهزاز الذي تستعمله زوجتي |
Cep telefonumun titreşim modu açık. | Open Subtitles | هاتفي على الوضع الهزاز |
Hizmetçim vibratörümü kullanıyor. | Open Subtitles | اظن ان خادمتي تستخدم عضوي الإصطناعي الهزاز |
Benim pembe vibratörümle ne yaptığını herkese söyleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أخبر الجميع بما فعلته بتلك الهزاز الوردي |