Günümüz ev kedisinin evcilleştirilmesinin izleri Bereketli Hilal bölgesinde 10.000 seneden evvele, Neolitik Çağ'ın başlangıcına kadar sürülebilir. | TED | إن ترويض القطط المنزلية الحديثة يعود إلى أكثر من 10000 عام بمنطقة الهلال الخصيب في بداية العصر الحجري الحديث. |
öndeki Hilal şeklindeki Ay ise Enceladus. Yaklaşık Britanya adası büyüklüğünde bir uydu. | TED | و هذا الهلال هناك هو القمر إنسيلداس و الذي يقارب حجمه حجم أرخبيل الجزر البريطانية. |
Hilal Ay diye bir fikri varmış. | Open Subtitles | كانت هناك تلك الفكرة التي تراوده عن الهلال |
O zamanlar, bir zamanlar göçebe olan atalarımız Crescent'a yerleşmeye başladılar. | TED | في ذلك الوقت، من كان مهاجراً من أجدادنا بدأ في الاستقرار في منطقة الهلال. |
O şey 29 Crescent'de bir ofiste çalışıyor. | Open Subtitles | أنه لا أنه يعمل في مكتب في شارع الهلال 29 |
"Arkadaşlarımız bizi şaşırttı ve sıvıştı Planladığımız düğün için daha fazla bekleyemeyiz. Hediyemizi Ay Hilâl iken teslim edebiliriz." | Open Subtitles | اصدقائنا فاجئونا وهربوا لا يمكننا ان ننتظر حتى يتم الزفاف يمكننا ان نوصل هديتنا عند الهلال القادم |
Sahneye büyük bir Hilal Ay üzerinde giriş yapmak istiyormuş. | Open Subtitles | و الذي أراد أن يصنعه ليكون كطريقة ظهوره الأولى في المسرح على هذا الهلال الكبير |
Altın Hilal için eroin taşıyordum. | Open Subtitles | أقوم بتهريب المخدرات لجماعة الهلال الذهبى |
Kolunun altındaki koyu Hilal şeklindeki şablon, bunu iyi gizlemiş. | Open Subtitles | .شكل الهلال المظلم الذي يتزخرف تحت يديك يستبعد ذلك تماما ً |
Bu yere çizdiği Hilal sembolüne benziyor. | Open Subtitles | ذلكَ هو رمز الهلال الذي احرقتهُ في الأرض |
Eski Bereketli Hilal'in buğday gibi tanecikleri Amerika'yı beslemeye başlıyor. | Open Subtitles | محاصيل الهلال الخصيب القديم كالقمح بدأت تُطعم الأمريكتين. |
Avrupalı istilacılar Bereketli Hilal'in tarımının, hayvanlarının ve eski dünyanın uçsuz bucaksız ağlarına yayılmış ticaretin vârisleri atlara binip silahlar ve bulaşıcı hastalıklar taşıyarak geliyorlar. | Open Subtitles | الغزاة الأوربيون، وارثو الزراعة والحيوانات من الهلال الخصيب، والتجارة المنتشرة عبر شبكة مسارات العالم القديم |
Onlar da gidip Hilal adasının ejderhalarını işaretleyeceklerdi. | Open Subtitles | من المفترض أنهم وضعوا علامة على تنانين جزيرة الهلال |
Hilal adasında yeşile boyanmış ejderhalar gördük. | Open Subtitles | لقد رينا تنانين رسمت باخضر في جزيرة الهلال |
Gerçekten dün gece çiftlik evindeki Hilal kurtlarının toplanacağı haberini almayacağımı falan mı düşündün? | Open Subtitles | أتظنني حقًّا أجهل أنّ مذؤوبي الهلال أقاموا اجتماعًا أسريًّا بالمزرعة ليلة أمس؟ |
90'lı yıllarda şehrin yönetimi Hilal Kurtları'ndaydı. | Open Subtitles | في التسعينيّات كان يسيطر مذؤوبي الهلال على المدينة. |
Bu haritaya göre adamımız Crescent caddesinin üçüncü girişinin köşesinde. | Open Subtitles | ، بُناءًا على شكل تلك الخريطة يتواجد رجلنا في زاوية شارع الهلال مع الشارع الثالث |
Reddetmemizin nedeni tarihi, ve hikaye muhtemelen M.Ö. 10.000'de Fertile Crescent'ta başlıyor, tarımın önemli bir doğum yeri olan Orta Doğu'da bir yer. | TED | سبب رفضنا لها تاريخي وتبدأ القصة في الغالب حوال 10,000 سنة قبل الميلاد، في منطقة الهلال الخصيب وهو مكان في الشرق الأوسط والذي يعتبر المكان الأساسي لنشأة الزراعة. |
Steven Chase, Crescent Capital'den. John Conley. | Open Subtitles | ستيفن تشيس، الهلال كابيتال جون كونلي. |
Danışmanlardan biri oyundan sonra yanıma geldi ve nehir ejderhasını takip etmek için Bereketli Hilâl'e gelmemi istedi. | Open Subtitles | واحدة من المعلمين جاءت لي بعد المباراة وطلب مني الحضور إلى الهلال الخصب لمطاردة التنين النهر |