2008'de arkeologlar dokuz bin yıllık iki iskelet buldular. | TED | عام 2008، اكتشف علماء الآثار اثنين من الهياكل العظمية عمرها 9000 عام. |
Bir odadayız. Pencere yok, birkaç iskelet var. | Open Subtitles | نحن فى غرفة، لا نوافذ القليل من الهياكل العظمية |
Daha da yakından bakarsanız, görürsünüz ki kireç taşının içinde birbiri üzerine yığılı ufak kabuklar ve iskeletler vardır, | TED | واذا نظرتم بدقة أكثر ، سترى في ذلك الحجر الجيري ، وهناك القليل من القواقع وبعض الهياكل العظمية مكدسة على بعضها البعض. |
Tüm iskeletler cahiller tarafından yorumlanacak. | Open Subtitles | جميع الهياكل العظمية تبدو متشابهه للعين غير المُدربه |
Bulunan kadın iskeletleri kesilmiş kaburgalar, savaş baltaları ile ezilmiş kafatasları ve kemiklere gömülmüş oklar gibi savaş yaralarına sahip. | TED | الهياكل العظمية النسائية تحمل ندوبا حربية: أضلعًا كُسرت بالسيوف، جماجمَ تهشمت بالفؤوس، وأسهمًا مغروسة في العظام. |
Cesetler iskeletlerle savaşıyor efendim. | Open Subtitles | نرى الجثث تُقاتل الهياكل العظمية يا سيدي |
Data artık düşmekten bıktı! Data iskeletlerden de bıktı! | Open Subtitles | ديتا لقد مل من سقوط وديتا مل من الهياكل العظمية |
Bu olaylardan iki yıl sonra, biri, diğerine tuhaf bir biçimde sarılmış iki iskelet bulundu. | Open Subtitles | بعد مرور عامان على هذه الأحداث وجدوا اثنان من الهياكل العظمية أحدهما يحتضن الآخر فى ولع |
Sizler, aile helasından çıkarılmış iskelet gibisiniz, değil mi? | Open Subtitles | تَحْبُّ سَحْب الهياكل العظمية خارج حجرتِكَ العائليةِ؟ |
O sebep beni iskelet dolu bir kanala attırdı. | Open Subtitles | لقد رموني في مياه القناة، مع الهياكل العظمية |
Evet, o iskelet kemikleri, bizi bileklerimizden asma tehdit etme şeyleri falan? | Open Subtitles | نعم ، و الهياكل العظمية و تعليقنا من ارجلنا و تهديدنا بهذه الأشياء |
İskelet kazıp çıkaran bir baş aktörüm var. | Open Subtitles | ثمّ لدي ممثل رئيسي يستخرج الهياكل العظمية |
Görünüşe göre iskelet konusunda haklıymışsın. | Open Subtitles | ويبدو أنك محقاً بخصوص تلك الهياكل العظمية |
Doğru, iskeletler ve boklar. | Open Subtitles | صحيح، الهياكل العظمية وإنبوب التصريف الصحي |
İskeletler ölüdür ama mutlu görünürler. | Open Subtitles | الهياكل العظمية ميتة ولكنها كانت تبدو سعيدة |
Tüm iskeletler Hindistan'dan geliyor. | Open Subtitles | كلّ الهياكل العظمية هي من الهند |
Şey, sadece yine ne çeşit... iskeletler kazacağımızı merak ediyordum | Open Subtitles | ؟ حسناً , لقد كنت ...أتساءل فقط ما هو نوع الهياكل العظمية التي نحفر لأجلها؟ |
Daha sonra iskeletleri yosun kaplıyor. | TED | ثم تنمو الهياكل العظمية بإفراط بواسطة الطحالب. |
Eski iskeletleri eşelemekten daha iyisini yapmalı. | Open Subtitles | هو يجب أن يعرف بشكل أفضل من أن يحفر الهياكل العظمية القديمة |
Cesetler iskeletlerle savaşıyor efendim. | Open Subtitles | الجثث تقاتل الهياكل العظمية يا سيدي |
Yoksa mumyalanmış iskeletlerle mi? | Open Subtitles | تلك الهياكل العظمية البالية؟ |
Şu iskeletlerden biri olup çıkacağımı sandım hani ev satışlarında insanların bulduğu. | Open Subtitles | ظننت أني سأنتهي كأحد تلك الهياكل العظمية يكتشفون جثتي عندما يبيعون البيت، تحققي من الباب |
Hadi, Wuhan mağarasından ve 40.000 yıllık iskeletlerden daha eğlenceli, değil mi? | Open Subtitles | بربّكِ، أليس هذا أكثر مرحاً من كهف ووهان ذو الأربعين ألف عام من الهياكل العظمية |