| Buradaydı çünkü elimizde onun istediği bir şey vardı. İskelet anahtar. | Open Subtitles | أتى لأنّه أراد شيئًا ملكناه، مفتاح الهيكل العظميّ. |
| İskelet anahtarlar istediği yere girip istediği şeyi alabilir. | Open Subtitles | بمفتاح الهيكل العظميّ يمكنه دخول أيّ مكان وأخذ أيّ شيء يريده. |
| Yeni formuyla iskelet kası hücrelerine saldırıyor. | Open Subtitles | الفيروس المُحوّر يهاجم خلايا الهيكل العظميّ. |
| İskelet anahtar bir OFDM kablosuz sinyali üzerinden çalışır. | Open Subtitles | مفتاح الهيكل العظميّ يعمل بإشارة ترميز لاسلكية لتقسيم التردد المتعامد. |
| Çünkü hepimiz iskeletin nasıl göründüğünü görmek istiyorduk. | Open Subtitles | لأنّنا جميعاً رغبنا في رؤية كيف سيبدو شكل الهيكل العظميّ |
| O bizim bilgisayarlarımızı kızarttı ben de iskelet anahtarın izini sürmek için bankanınki kullanıyorum. | Open Subtitles | أحرق حواسيبنا، لذا أتعقّب إشارة مفتاح الهيكل العظميّ بحاسوب المصرف. |
| Buradaydı çünkü elimizde onun istediği bir şey vardı. İskelet anahtar. | Open Subtitles | أتى لأنّه أراد شيئًا ملكناه، مفتاح الهيكل العظميّ. |
| İskelet anahtarlar istediği yere girip istediği şeyi alabilir. | Open Subtitles | بمفتاح الهيكل العظميّ يمكنه دخول أيّ مكان وأخذ أيّ شيء يريده. |
| Bunun tam bir iskelet olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن بأنّ هذا هو الهيكل العظميّ الكامل. |
| İskelet anahtarı hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | أتذكرون جميعًا "مفتاح الهيكل العظميّ"؟ |
| Yüksek teknoloji bir şey. Kord temsilcisi bir iskelet anahtar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | (كورد ريب) يدعونها مفتاح الهيكل العظميّ. |
| Tockman güvenlik duvarımızı delmek için iskelet anahtarı kullandı. | Open Subtitles | (توكمان) استخدم مفتاح الهيكل العظميّ لاختراق جدارنا الناريّ. |
| İskelet anahtarı hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | أتذكرون جميعًا "مفتاح الهيكل العظميّ"؟ |
| İskeletin getirildiği günle James'in soygun yaptığı gün çok denk düşmüş. | Open Subtitles | من الغريب أنّ (جيمس) سرقهم بنفس اليوم الّذي أخرجوا به الهيكل العظميّ |