Tropik ormanların geniş alanları tarım için kullanılıyor. | TED | تستخدم المساحات الواسعة من الغابات الاستوائية للزراعة. |
Ve aslında bu bağlantılar oldukça genişti, ve hepimiz bu geniş bağlantıların birer parçası olarak birbirimize bağlıydık. | TED | وأنه في الحقيقة، هذه الوصلات كانت شاسعة، وأننا جميعاً جزء لا يتجزأ في هذه المجموعة الواسعة من الوصلات مع بعضنا البعض. |
Böylece Kuzey Amerika'nın geniş otlak savan bölgesi açıldı ve Kolumbiya Mamut'u ortaya çıktı. Büyük, tüysüz bir tür. | TED | والمساحات الواسعة من السافانا في شمالي أميركا فتحت موطناً للماموث الكولومبي، نوع آخر ضخم و عديم الشعر في أميركا الشمالية. |
Büyüdüğümüz geniş varoşları büyük park alanları olan alışveriş merkezlerini inşa ettik çünkü benzin ucuzdu fakat benzin fiyatları yükseldikçe o alanların yaşamak için istenilen yerler olmaktan çıkacaklarını görebilirsiniz. | Open Subtitles | الضواحي الكبيرة المنتشرة التي تعوّدنا على ازديادها المجمّعات التجارية المتاجر الكبرى مع ساحات وقوف السيارات الواسعة من حولها |
Yaratıcı deneyler için çok geniş bir sınırımız olduğuna inanıyorum, İnternet denen mecrayı keşfettik ve İnternetin el değmemiş topraklarına yerleşmeye başladık, ve şimdi onu, üzerinde yeni yapılar inşa etmek için kullanmaya hazırız. Bu yapılar, İnternet'in yaratmamıza olanak sağladığı yeni hikaye anlatıcılığı formatları oluyor. | TED | في الواقع انا اعتقد اننا في حدود مفتوح لتجارب ذكية لقد اكتشفنا وبدأنا في تسوية هذه المساحة الواسعة من الأنترنت والآن نحن نقوم بالاستعداد لنبدأ بناء كيان عليها وهذا الكيان هو الأساليب الجديدة لرواية القصص التي يسمح لنا الأنترنت بإنشائها |