| Dünyanın ikinci en büyük bakır yatağına erişimi ertelenecek kadar güzel değil belli ki. | Open Subtitles | الواضح أنها ليست جميلة بما يكفي لتأجيل وصول إلى ثاني أكبر مخزون نحاسي في العالم |
| Dünyanın ikinci en büyük bakır yatağına erişimi ertelenecek kadar güzel değil belli ki. | Open Subtitles | الواضح أنها ليست جميلة بما يكفي لتأجيل وصول إلى ثاني أكبر مخزون نحاسي في العالم |
| Değilse, çünkü değil, belli ki yok. | Open Subtitles | من الواضح أنها ليست هنا |
| Bu şeylerle söylemesi zor ama yakın zamanda olmadığı kesin. | Open Subtitles | من الصعب التفريق في هذه الأشياء ولكن من الواضح أنها ليست حديثة |
| - Yahudilerin yeri olmadığı kesin. | Open Subtitles | -من الواضح أنها ليست من إنشاء كوشير |
| O yükseklikte onun mülkiyetine bağlı olup olmadığı belli değil. | Open Subtitles | من الواضح أنها ليست ملكيته في تلك النقطة |
| İyi olmadığı belli değil mi? | Open Subtitles | من الواضح أنها ليست بخير، صحيح؟ |
| Evet, barış amaçlı olmadığı kesin! | Open Subtitles | من الواضح أنها ليست مهمة سلام |
| Kelli olmadığı kesin. | Open Subtitles | " من الواضح أنها ليست " كيلي |