Doğru, hatta nereye gittiklerine dair bir fikrim var. | Open Subtitles | صحيح، وفي الواقع لدي فكرة عن المكان الذي ذهبا إليه |
Yukarı çıkıp alayım, bayağı sağlam bir zulam var. | Open Subtitles | سوف أجلب بعض الأشياء في الواقع لدي صيدلية في الأعلى |
Aslında bir randevum var ve şimdiden geç kaldım. | Open Subtitles | في الواقع لدي موعد الذي أنا الآن متأخرة عليه |
Bu yaz bir inşaatta işim var. | Open Subtitles | في الواقع لدي عمل في مشروع بناء هذا الصيف |
Evet, aslında içimden atmak istediğim... - ...bir şey vardı. | Open Subtitles | نعم في الواقع لدي شيء اريد ان اخرجه من صدري |
Seni ilgilendireceğinden değil ama aslında buradaki yayıneviyle bir görüşmem var. | Open Subtitles | مع أنه أمرٌ لا يخصك لكن في الواقع لدي اجتماعٌ في أحد دور النشر |
Sana göstermek istediğim birkaç fikrim var. | Open Subtitles | أنا أتفهم تماما لماذا يحصل الناس على وظائف. في الواقع لدي بعض الأفكار التي أريد إطلاعك عليها. |
Dinlemenizi istediğim yeni bir şarkım var, ve... | Open Subtitles | أنا في الواقع لدي أغنية جديدة أريدكم يارفاق أن تستمعوا إليها، و، |
Aslına bakarsan bir sürü anam babam var. | Open Subtitles | كلا ، لدي ، في الواقع لدي أمهات و آباء كثر |
Beni gözeten bir kardeşim var. | Open Subtitles | في الواقع, لدي أخ بالعهد يمكنه أن يعتني بي |
Aslında, senin için değişik bir oyunculuk işim var herkesten daha iyi bildiğin bir oyun. | Open Subtitles | ..في الواقع لدي مهمه أخري لكِ شيء تعرفيه أكثر من أي شخص أخر |
Ben bir kaçaktım, bu yüzden bu yaşam tarzı hakkında tecrübem var. | Open Subtitles | لقد كنت هاربةً ، لذا إني في الواقع لدي خبرة أكثر في الحياة الواقعية |
Aynı zamanda söylemek isterim ki onun için güçlü hislerim var. | Open Subtitles | بأنني، في الواقع لدي مشاعر حقيقية إتجاهها |
Hatta misafir banyona bırakmak istediğim tuhaf, eski bir lifim var. | Open Subtitles | في الواقع , لدي منشفة قديمة معفنه كنت أتمنى لأتركها في حمام ضيوفك |
Hatta önümde oldukça yoğun bir hafta sonu var. | Open Subtitles | في الواقع لدي الكثير من الاعمال في هذه العطله |
Hatta, ufak bir edebiyat dergisi olan bir arkadaşım var ve bunu, ona yollamak isterim. | Open Subtitles | في الواقع, لدي صديق يملك مكتبة أدبية صغيرة. وأود أن أرسل القصة له. |
Aslında puşt müşterilerden biri için yapmam gereken tonla işim var. | Open Subtitles | في الواقع لدي الكثير من الأعمال التي يجب أن أنجزها لهذا العميل الحقير بعض الشيء؟ |
Sen ümitsiz vaka gibi görünmüyorsun hiç. Aslına bakarsan, iki tane dua kartım var. | Open Subtitles | حسنا , لا تبدو كحالة ميؤس منها حسنا , في الواقع لدي بطاقتين للصلاة |
Eğer sizin için mahsuru yoksa, merak ediyordum Sylvia Plath'ın şiirlerindeki söz sanatlarıyla ilgili bazı sorularım vardı. | Open Subtitles | ، إن لم تكن تمانع ، كنت أتسائل في الواقع لدي بعض الإستفسارات بشأن المجازات التعبيرية |
Hayır. Aklımda başka şeyler vardı. | Open Subtitles | لا ، ليس في الواقع لدي أشياء آخرى في ذهني |
Aslında aklımda daha zengince bir şey vardı. | Open Subtitles | في الواقع,لدي شيء في بالي قد يكون أغنى |