Hatta bir noktada sizin gibi olmak istedim, ama tek yaptığınız insanları küçümsemek ve bunun sizi onlardan daha iyi yaptığını düşünmek. | Open Subtitles | في الواقع, لقد أردت بالفعل أن أكون مثلكِ في وقت ما و لكن كل ما تفعلينه هو إذلال الناس و بطريقةٍ ما |
Hatta bir iki hafta önce bir hastaneden kovuldum. | Open Subtitles | في الواقع,لقد تم طردي من واحدة قبل عدة أسابيع |
Umursadığım için üzgünüm. Bu benim de hoşuma gitmiyor Scott. Hatta bıktım. | Open Subtitles | آسفه على إهتمامي بك في الواقع لقد سأمت كل هذا |
Aslında onu alt kattaki kreşe bıraktım. | Open Subtitles | في الواقع , لقد حصلت عليها في مراكز الرعاية النهارية بالطابق السفلي |
Aslında onu alt kattaki kreşe bıraktım. | Open Subtitles | في الواقع , لقد حصلت عليها في مراكز الرعاية النهارية بالطابق السفلي |
Hatta... ikisini ayrı tutmak için çok dikkatli davrandım. | Open Subtitles | في الواقع لقد كُنتُ دقيقاً في إبقاء ألأمرين منفصلين |
Hatta tüm servetimi onun üstüne yaptım. | Open Subtitles | في الواقع لقد كتبتُ كافة ممتلكاتي باسمها |
Hatta lobide yaşlı Bayan Snyder'ı gördüm! | Open Subtitles | في الواقع , لقد رأيت للتو سيدة سنيدر المسنة في البهو |
Hatta, evlilik öncesi anlaşma yapmamızı özellikle o istedi. | Open Subtitles | في الواقع لقد كانت هي من أصرت علي فصل الممتلكات |
Hatta adamlarımı tam da bu şeye karşı uyarıyordum. | Open Subtitles | في الواقع لقد كنت أحذر رجالى ضد هذا الشيء |
Hatta sorgulamamam için beni başka yöne yöneltmeye çalıştın. | Open Subtitles | في الواقع لقد جعلتني أصرف نظري عنه في مسار التحقق , للتوقف عن تفتيش جهازه |
Hatta buraya kök salmaya geldik. | Open Subtitles | أن لا أحد سيذهب من هنا في الواقع لقد جئنا لتثبيت جذوبنا , وأيضاً إن كان هناك |
Hatta sonraki sınava hazırlanmak için, akademideki birkaç antrenman çalışmasına yazıldım. | Open Subtitles | اجل في الواقع لقد سجلت لدورتين تدريبيتين بــ الأكاديميةِ لــ أكون جاهزة للاختبار البدني القادم |
Hatta beni durdurmaya çalıştı. Öldürmemem için yalvardı bana. | Open Subtitles | في الواقع لقد حاولت إيقافي لقد ترجتني للتوقف |
Hatta daha çok kaynak önerdiler. | Open Subtitles | فى الواقع لقد عرضوا علينا المزيد من الموارد |
Aynen öyle. Hatta şarkıyı o kadar çok beğenmişler ki bütün senaryoyu şarkıya göre yenilemişler. | Open Subtitles | أجل، هذا صحيح، في الواقع لقد أحبّوا الأغنية كثيراً |
Hatta mevkiyi garantilememe yardım etti. | Open Subtitles | اجل في الواقع, لقد كان مساهما في مساعدتي في الحفاظ على المنصب. |
Aslında onu lehimize kullanabileceğimizi sanıyorum. | Open Subtitles | في الواقع لقد كنتُ أفكر في إستغلالِ هذه النقطة لصالحنا |
- Aslında onu yukarıdan aşağı yaptılar. - Hakikaten mi? | Open Subtitles | -في الواقع لقد بنوه من الاعلي الي الأسفل |
Aslında, onu Serizawa isimli bir çocukla karıştırdık. | Open Subtitles | .... في الواقع لقد اخطأناه بولد يدعى سيريزاوا توماو |