Hayır, aslında bu kötü olur çünkü bu evliliğimin bittiği anlamına gelir. | Open Subtitles | لا, في الواقع, هذا سيكون سيئا، لأن ذلك سيعني أن زواجي انتهى. |
Fakat aslında; bu, insanların fikirlerinde değişiklik yaratmaz. | TED | لكن في الواقع هذا لن يغير البتة عقول الناس |
Aslında, bu belgeseli internette bulunabilir; video internette. | TED | في الواقع هذا الفلم الوثائقي . موجود على الانترنت |
aslında düşüncem Bu aslında çok da batıdan doğuya bir kayma değildir; daha farklı bir şey oluyor. | TED | أعتقد في الواقع هذا ليس حقيقة تحولا من الغرب إلى الشرق؛ شيء مختلف يحدث. |
Yalnızca biraz yorgunum ki Bu aslında güzel bir şey. | Open Subtitles | هنالك القليل من التّعب، وفي الواقع هذا أمر جيّد |
aslında bu adam bir Mercedes-Benz S600 kullanıyor. 12 silindirli 6 litrelik motoru var ve 400 beygirin üzerinde. | TED | في الواقع هذا الشاب يقود مرسيدس بنز اس600 12 صمام بمحرك سعة 6 ليترات و قوة 400 حصان |
aslında bu, şifreleri bir yere yazmaktan daha tehlikeli. Çünkü bu durum sizi saldırganlara karşı açık duruma getirecektir. | TED | في الواقع هذا أكثر خطورة من تدوين كلمة المرور الخاصة بك لأنه يجعلك أكثر عرضة للمهاجمين |
aslında bu benim için çok kolay bir soru. | TED | وفي الواقع هذا سؤال إجابته سهلة جداً بالنسبة إلي. |
Ama aslında bu konuda size soracakları tek soru bu değil. | TED | ولكن في الواقع هذا ليس السؤال الوحيد الذي سيطرحونه حول هذا الموضوع. |
Ama aslında bu adam kesinlikle hiç bir şey yapmıyor. | Open Subtitles | ،لكن في الواقع ... هذا الرجل لا يفعل شيئاً البتة |
Ama aslında bu adam kesinlikle hiç bir şey yapmıyor. | Open Subtitles | ،لكن في الواقع ... هذا الرجل لا يفعل شيئاً البتة |
Hayır, aslında, bu herşeyi tersine çevirir. | Open Subtitles | لا , فى الواقع هذا سيقلب الوضع رأساً على عقب |
- Aslında, bu tamamen doğru değil. | Open Subtitles | في الواقع هذا ليس صحيحًا تمامًا في آخر مرة استخدمناه فيها |
Aslında, bu model eşmerkezli çemberlerin serisi. | Open Subtitles | في الواقع , هذا النمط هو سلسلة من دوائر متحدة المركز. |
- Aslında, bu çalışma benim. Evet, bu bir kuantum mekaniği. Kenarlarına, gelişi güzel sicim teorisini karaladım. | Open Subtitles | في الواقع هذا عملي مجرد بعض الميكانيكا الكمية مع شيء من نظرية الأوتار يلهو حول الجوانب |
Kulağa iyi gibi gelmiyor. aslında bu Bach'a uyuyor. | Open Subtitles | في الواقع هذا الاسم يناسبه إنه قاتل محترف |
Bu aslında iki aşamalı bir tabanca, ve en sonunda, gazı sıkıştırmak için barut kullanıyoruz. | Open Subtitles | في الواقع هذا مسدس يتألف من مرحلتين و في نهايته نستخدم البارود لضغط الغاز |
Phoenix... Bu aslında bu, olabilecek en kötü zaman Mary. | Open Subtitles | فى الواقع هذا ليس الوقت المناسب بالمره يا ماري |
Bu aslında iyi çünkü Ross'u kaybedersek bir yedeğimiz olur. | Open Subtitles | ... في الواقع , هذا جيد لأننا اذا فقدنا روس... لدينا بديل |
Bu aslında bir diyaloğun başlangıcı. | Open Subtitles | وفي الواقع هذا يوضّح كيف يبدأ الحوار. |