Splenda çekerek ve dersleri asarak geçen uzun bir günden sonra, Bildiği tek yolla acısını dindiriyor mısır nişastası tüttürerek. | Open Subtitles | وبعد يوم طويل من شخير سبليندا و عدم حضور الصفوف هي تقتل الألم بالطريقة الوحيدة التي تعرفها تدخين نشا الذرة |
Bildiği tek gerçek televizyonda gördükleri. | Open Subtitles | الحقيقة الوحيدة التي تعرفها تصلها عبر جهاز التلفزيون |
Bu yüzden Bildiği tek yöntemle karşılık verdi. | Open Subtitles | لذا فقد ردت بالطريقة الوحيدة التي تعرفها |
Tek bildiğin kelime "hayır" mı? Hayır. | Open Subtitles | -هل "لا" هي الكلمة الوحيدة التي تعرفها ؟ |
Tek bildiğin kelime "hayır" mı? | Open Subtitles | هل " لا " هي الكلمة الوحيدة التي تعرفها |
New York'ta tanıdığın tek Yahudi ben miyim? | Open Subtitles | وأنا اليهودية الوحيدة التي تعرفها في مدينة نيويورك؟ |
Susan da kızgınlığını Bildiği tek yolla ifade etti. | Open Subtitles | و سوزان عبرت عن غضبها بالطريقة الوحيدة التي تعرفها |
Bildiği tek asker benim. | Open Subtitles | أنا الضابطة الوحيدة التي تعرفها |
Ve Bildiği tek yolla bunun mücadelesini veriyor. | Open Subtitles | و هي تحارب بالطريقة الوحيدة التي تعرفها |
Noel'in ani ölümü Vera'yı kahır ve suçlulukla doldurmuştu ve Bildiği tek yolda ilerledi. | Open Subtitles | موت (نويل) المفاجئ ملأ (فيرا) بالندم والذنب فتصرّفت بالطريقة الوحيدة التي تعرفها |
- tanıdığın tek hacker benim. | Open Subtitles | ـ المخترقة الوحيدة التي تعرفها. |