tek geri dönüş şanslarını satıyorum. | Open Subtitles | انا لا بيع لهم الغاز الطبيعي فحسب وانما ابيع لهم الطريقة الوحيدة للعودة |
Biliyorsundur, sanırım bu tek geri dönüş yolumuz ve ben de bu sikleri yüzümden sileceğim ve kamyonu çalıştıracağım. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه طريقتنا الوحيدة للعودة للآن لذا, سأحاول إزالة هذه الأعضاء عن وجهي وأشغل هذه الشاحنة |
Bu makine bizim tek geri dönüş yolumuzdu! | Open Subtitles | تلك الآلة كانت طريقتنا الوحيدة للعودة |
Kendi zamanımıza dönmemizin tek yolu içinden geçmek, bunun için tam olarak 24 saatimiz var. | Open Subtitles | أملنا الوحيدة للعودة إلى المستقبل هو عن طريقه خلال 24 ساعة بالضبط |
Dünya'ya dönmemizin tek yolu onu geri almak. | Open Subtitles | الوسيلة الوحيدة للعودة إلى الأرض هي باستعادتها... |
Hayatını kazanmanın tek yolu hukuk kliniği değil. | Open Subtitles | العيادات القانونية ليست فرصتك الوحيدة للعودة |
Tanrı'nın rahmetini kazanmanın tek yolu kefarettir. | Open Subtitles | {\pos(190,210)\cHFF0000\3cH00FFFF}الطريقةُ الوحيدة للعودة إلى رحمته هي بالعقاب {\pos(190,230)\cHFF0000\3cH00FFFF}نعم بالتأكيد... |
Peşinden gidersek, tek geri dönüş şansımızı harcarız. | Open Subtitles | -إن لاحقناه، ستفوتنا فرصتنا الوحيدة للعودة . |
Pan'ın gölgesi... Storybrooke'a geri dönmemizin tek yolu onu kullanmak. | Open Subtitles | ظلّ (بان) هو وسيلتنا الوحيدة للعودة إلى "ستوري بروك" |