ويكيبيديا

    "الوحيد الذى أستطيع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tek
        
    Sana vereceğim tek şey Krala olan sadakatin sevgisi olabilir. Open Subtitles الحب الوحيد الذى أستطيع منحك أياه هو حب أحد الرعايا المخلصين للملك.
    Biliyorsun ki, güvenebileceğim tek insansın. Open Subtitles أتعلمين أنك الشخص الوحيد الذى أستطيع الوثوق به؟
    Hayır, tek fark açık yol görebildiğim tek yerin orman olması. Open Subtitles لا, الفارق الوحيد هو أن الغابة هى المكان الوحيد الذى أستطيع رؤية طرقه
    Zaman ayırdığın için minnettarım, konuşabileceğim tek kişi sensin. Open Subtitles ،أنا أقدر تقضيتك لوقتك معى أنت ِ الشخص الوحيد الذى أستطيع التحدث معه
    Sen de bilirsin, köpeği, çantasını kaybedip hamile kalan kızı olan brezilyalı taksiciyi, ve savunmam için söyleyebileceğim tek şey savunmamın olmaması. Open Subtitles سواق الإجرة البرازيلى .. الذى برفقة الإبنة الحامل التى فقدت حافظتها و الشيء الوحيد الذى أستطيع .. أن أقوله لأدافع عن نفسى
    Sen güvenebileceğim tek insansın. Open Subtitles انته الشخص الوحيد الذى أستطيع الأعتماد عليه
    Sen bu gemiyi komuta edebileceğine güvendiğim tek kişisin. Open Subtitles أنت الرجل الوحيد الذى أستطيع الثقة به لقيادة هذه السفينة
    Seni anlayabilen tek insanın ben olduğumu söylediğinde, ne kadar komik geliyor, biliyor musun? Open Subtitles أتعرف كم أضحك فى قرارة نفسى حين تقول أنى الوحيد الذى أستطيع فهمك؟
    Güvenebileceğim tek insan sensin ve şimdi sana daha çok ihtiyacım var. Open Subtitles أنت الشخص الوحيد الذى أستطيع الوثوق به حقاً وأحتاجك الآن أكثر من أي وقت مضى
    Bunu anlatabileceğim tek kişi sensin. Open Subtitles أنت الوحيد الذى أستطيع أن أخبره.
    tek GÜVENEBİLECEĞİM SENSİN. Open Subtitles ديمترى... أنت الوحيد الذى أستطيع الوثوق فيه
    - Baştan beri iyi olduğum tek şey. Open Subtitles إنه الشئ الوحيد الذى أستطيع الإجادة به
    Düşünebildiğim tek şey bu. Open Subtitles هذا الشئ الوحيد الذى أستطيع التفكير به
    - Güvendiğim tek kişi sensin. Open Subtitles -إنك الوحيد الذى أستطيع الثقة به
    Yapabileceğim tek şeyi. Open Subtitles الشئ الوحيد الذى أستطيع فعله
    Şile'deyim, Atamaca Çölünde, bir otel lobisinde oturuyorum, çünkü Wi-Fi bağlantısı aldığım tek yer burası, ve ekranımda da bu fotoğraf var, ve kadının biri arkamdan bana yaklaşıyor. TED حسناً، أنا فى "شيلي" فى صحراء أتاكاما، جالساً فى حجرة الإنتظار بالفندق؛ لإنهُ المكان الوحيد الذى أستطيع منهُ الإتصال لاسلكياً بشبكة الإنترنت على شاشة كمبيوترى يوجد صورة وهنالك إمرأة تتجه نحوى من الخلف،
    - Yapmayı bildiğim tek şeyi. Open Subtitles -الشئ الوحيد الذى أستطيع فعله

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد