Açıkça hatırladığım tek şey, annemi son yıllarında acıya boğan hüzünlerin tek sebebinin babam olduğuna kanaat getirmemdir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أتذكره بوضوح أني كنت مقتنعة بأن والدي كان مسؤولاً عن الحزن الذي سيطر على السنوات الأخيرة |
hatırladığım tek şey merak uyandırıcı bir timsah eksikliğiydi, o yüzden ben de onları çağırmaya başladım. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أتذكره هو نقص لافت للنظر في التماسيح و لذا بدأت أستدعيهم |
hatırladığım tek numara altıncı sınıftaki kız arkadaşımın numarası. | Open Subtitles | الرقم الوحيد الذي أتذكره رقم صديقتي بالصف السادس |
Çöl ile ilgili hatırladığım tek şey bir bardak sıcak deve sütünün üzerini temizlemek. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أتذكره عن الصحراء هو إزالة الطبقة العليا من كأس دافئ من حليب الجمل |
hatırladığım tek şey bir trombon tarafından saldırıya uğradığım. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي أتذكره هو اننى هوجمت بآلة تردد موسيقيه |
Ve doğum günlerimle ilgili hatırladığım tek şey, annemin orada olduğu. | Open Subtitles | والشيء الوحيد الذي أتذكره في أعياد ميلادي هو أن أمي كانت هناك |
Bu kadın hakkında hatırladığım tek şey zavallı Ned'in etrafında dolanıp süslü kosesini açmaya çalışması. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أتذكره بها هو الرجل المسكين يبحث عن أزرار قميصها الثمين |
hatırladığım tek şey bira ve puro. | Open Subtitles | أنه قد مضى زمن طويل منذ أن احتفلت الأمر الوحيد الذي... أتذكره بحق هو الجعة والسيجار. |
Büyükannem hakkında hatırladığım tek şey, | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أتذكره أن جدتي |
hatırladığım tek şey bu. Heyy... | Open Subtitles | إنه الشيء الوحيد الذي أتذكره |