Hastanedeki güç dalgası olmalı. Aklıma gelen tek şey bu. | Open Subtitles | لابد و أنه مجرد زيادة في الكهرباء عبر المستشفى أنه الشىء الوحيد الذي أفكر به |
Aklıma gelen tek şey... | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي أفكر به والذي يبدو منطقياً |
Aklıma gelen tek şey belki annen sana neler olduğunu anlatabilir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أفكر به أنه لربما والدتك لديها فكرة أو شيء ما بوسعها أخبارك به، لا أعلم |
Kitabı öğrendiğin zaman tek düşünebildiğim şey kendimi nasıl affettiririm oldu. | Open Subtitles | .. منذ أن علمت بشأن الكتاب الشئ الوحيد الذي أفكر به هو كيفية التعويض عليك |
En beteri de, tek düşünebildiğim şeyin | Open Subtitles | والأمر الوحيد الذي أفكر به |
Aslında peder, şu anda düşündüğüm tek şey kumsal ve kumsaldaki kızların üstündekiler ve altındakiler. | Open Subtitles | بصراحة يا أبي، الشيء الوحيد الذي أفكر به هو الشاطئ وما الذي سيرتديه الفتيات أو لن يرتدونه هذا الصيف. |
Bunu düşünce Aklıma gelen tek şey, bunun şovun bir parçası olduğu. - Bu yüzden biz sadece-- | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أفكر به هو جزء منه |
Ve Aklıma gelen tek şey Baltimore Sokağı. | Open Subtitles | وشارع (بالتيمور) هو الشيء الوحيد الذي أفكر به، حسناً؟ |
Benim düşündüğüm tek şey futbol! | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أفكر فيه هو اللعبة! |
Benim düşündüğüm tek şey futbol! | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أفكر فيه هو اللعبة! |
Düşündüğüm... tek şey Anders. | Open Subtitles | الشـيء الوحيد ... . الذي أفكر فيه |