ويكيبيديا

    "الوحيد على" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olan tek
        
    • eden tek
        
    • tek kişi
        
    • kalan tek
        
    • olayının tek
        
    • olmayan tek
        
    Bu odada canlı olan tek şey o makine. Open Subtitles الشيء الوحيد على قيد الحياة في هذه الغرفة هو ذلك الجهاز.
    Bu adada hüzünlenecek bir şeyi olan tek sen mi varsın sanıyorsun? Open Subtitles هل تعتقد انك انت الوحيد على هذه الجزيرة الذي لديه شئ ما يحزنه؟
    Dünya yüzünde seninle birlikte olmayı hak eden tek kişi benim. Open Subtitles انا الوحيد على وجه البسيطة الذى يستحق ان يكون فى نفس الغرفة معكى
    Zoruma giden şey o masada seni beceren tek kişi ben değildim. Open Subtitles ما يغضبني أنني أعرف أنني لم أكن الوحيد على الطاولة الذي ضاجعك
    Pekala Homer, son gösterimimiz, hayatta kalan tek aktörümüzsün, ve salonda kimse yok. Open Subtitles حسناً هومر انها اخر فرصة لنا أنت الممثل الوحيد على قيد الحياة ولا يوجد أي متفرج
    Cinâyete teşebbüs olayının tek tanığı sensin. Bunu anlıyorsun değil mi? Open Subtitles انت شاهدي الوحيد على محاولة قتل انت تفهم هذا ، اليس كذلك ؟
    Ben hiç beyaz kartı önemsemedim çünkü bu adadaki buraya ait olmayan tek insanla biraz vakit geçirmek istiyordum. Open Subtitles لم يسبق لي الاهتمام بالحصول على تصريح لأنني فقط أردت قضاء بعض الوقت مع الشخص الآخر الوحيد على هذه الجزيرة
    mademki gezegendeki seninle aynı fikirde olan tek kisi olarak nasıl görünüyorum? Open Subtitles حيث يبدو أنني الشخص الوحيد على الكوكب الذي يتفق معك حتى ولو قليلا؟
    Golf kulübünde, sopasının ucunda şişe mantarı olan tek kişiydi. Open Subtitles لقد كان الشخص الوحيد على ملعب الجولف لديه عصا حديدية مع الفلين على نهايتها
    Benim yeryüzünde alerjim olan tek şey ne biliyormusun ? Open Subtitles هل تعرف أنه الشئ الوحيد على وجه الأرض الذي لديّ رغبه تجاهه ؟
    Bir katil, sadece senin gördüğün, içeri giriyor, onun varlığı ispat eden tek kanıtını çalıyor. Open Subtitles قاتل لم يره سواك يقتحم المنزل و يسرق الدليل الوحيد على أنه موجود
    Hatta bu dünyada, senin ondan nefret ettiğinden daha çok nefret eden tek bir kişiyi çağırabilirsin. Open Subtitles حتّى أنّك دعوت الرجل الوحيد على وجه الأرض الذي يكرهه أكثر منك.
    Albert'i siyonistlere bulaşmaması konusunda uyarmıştım şimdiyse beni kabul eden tek yer orası gibi görünüyor. Open Subtitles كنت احذر البرت ان لا يتورط مع الصهاينة ولكن الان هو المكان الوحيد على هذاِ الارض الذي يمكن ان يرحب بي
    Bir cücenin boyuyla ilgili espri yapan herkes kendini bir cücenin boyuyla ilgili espri yapan tek kişi sanıyor. Open Subtitles كلّ شخصٍ يُلقي طُرفةً عن طول الأقزام يظنّ أنّه الشخص الوحيد على الإطلاق الذي ألقى طُرفةً عن طول الأقزام.
    Dünya'daki en harika kadının sen olduğunu bilen Dünya üzerindeki tek kişi ben olabilirim. Open Subtitles ربما اكون الشخص الوحيد على هذه الأرض الذي يعرف.. بانك اعظم امرأة على الأرض
    Geride kalan tek şey, çadırın üstündeki çamurlu bir el iziymiş. Open Subtitles البرهان الوحيد على .. ما حدث كانت أثار يد موحله بجانب الخيمة
    Kendimi hayatta kalan tek kişi olduğuma ikna edinceye kadar yürüdüm. Open Subtitles مشيتُ بما يكفي لأقنع نفسي أني الكائن الوحيد على قيد الحياة في ذلك المكان.
    Ve kalan tek koyun sahibi benim. Open Subtitles و املك المدخل الوحيد على مدى اميال.
    Şu an, babanın ve ablanın kaçırılması olayının tek tanığı sensin. Open Subtitles الاّن أنت الشاهد الوحيد على حادث الاختطاف
    Şu an, babanın ve ablanın kaçırılması olayının tek tanığı sensin. Open Subtitles ريتشارد حتى الاّن، أنت الشاهد الوحيد على اختطاف والدك وشقيقتك
    Kaçırma olayının tek ipucu merdiven, ev yapımıydı. Open Subtitles هذا السلّم هو الدليل الوحيد على وقوع الإختطاف، كان منزليّ الصنع.
    Ben seçmedim, orası adanın resifle kaplı olmayan tek yeri. Open Subtitles لم أفعل، إنه الشاطئ الوحيد على الجزيرة الخالي من الشعب المرجانية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد